| |
Nebahat Hanım
Bugün-yarın işbaşı yapacak yeni Hollanda hükümetinde bir Türk vatandaşı da var: Nebahat Albayrak, Adalet Bakanlığı Devlet Sekreteri (Devlet Bakanı) olarak kabineye girdi... Nebahat Hanım, 1968'de Sivas'ta doğdu, 2 yaşında ailesiyle Hollanda'ya gitti, hukuk ve siyasal bilgiler okuyup uluslararası hukuk ve AB hukuku uzmanı oldu. 1990'larda siyasete atıldı, 1998'de Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nden milletvekili seçildi. O tarihten bu yana parlamentoda. Siyasette o kadar başarılı oldu ki, partisi onu 22 Kasım 2006 seçimlerinde ikinci sıradan aday gösterdi. Hollanda'da entegrasyonun en başarılı örneklerinden biri gösterilen Nebahat Albayrak, hükümette de entegrasyon sorunlarından sorumlu olacak. Nebahat Hanım çifte vatandaş. Yani hem Türk, hem de Hollanda pasaportu taşıyor. Kendisiyle birlikte kabineye giren Faslı bir ailenin Hollanda'da dünyaya gelen oğlu, Sosyal Güvenlik Devlet Sekreteri Ahmet Ebutalip gibi. Göçmen çocuğu, üstelik anavatanlarıyla vatandaşlık bağlarını koruyan Albayrak ile Ebutalip'in hükümete alınmaları, özellikle aşırı sağ çevrelerde kıyameti kopardı. Bir milletvekili onlara, ikinci pasaportlarından vazgeçmeleri çağrısı yaptı, "Aksi halde Hollanda'ya sadakatinizden kuşku duyacağız" dedi. Ebutalip "Fas pasaportunu hiç kullanmadığını" söyleyerek geçiştirdi ama Albayrak, Türk vatandaşlığını ve Türk pasaportunu bırakmayı reddetti. Hollanda basını da tam destek verdi, "Ondan böyle birşey istemek, yabancı kökenlilere 'Yeni ülken için istediğin kadar uğraş, asla Hollandalı kabul edilmeyeceksin' mesajı vermek olur" uyarısı yaptı. Hollanda'da 365 bin Türk yaşıyor. 266 bini çifte vatandaş. Onun da 140 bini 18 yaşın üstünde. Yani seçme ve seçilme hakkına sahip. 140 bin Hollandalı Türk, parlamentoya biri bakan olmak üzere 3 milletvekili gönderiyor. Ancak AB ülkelerinde yaşayan 18 yaş üstündeki 625 bini çifte uyruklu 2 milyon 455 bin vatandaşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsilcisi yok!
Meclis'te Euro-Türkler şart! Gelip geçen tüm hükümetler Avrupalı Türkler'e çifte vatandaşlığı özendirdi. Ayrıca Türk Vatandaşlığı Kanunu'nda geçen yıl yapılan, gerekçesinde son derece çağdaş bir bakış açısının yansıtıldığı değişiklikle, Türk uyruğunu kaybetmeden yabancı ülke yurttaşlığına da geçmek sorun olmaktan çıkarıldı. Aynı şekilde yabancı uyruklu birinin Türk vatandaşlığını alması da kolaylaştırıldı. Ne var ki, Avrupa'daki 625 bin çifte vatandaşımız bir yana, sadece Türk pasaportu taşıyan 18 yaş üstü 1 milyon 830 bin yurttaşımız Meclis'te temsil edilmiyor. Ne Anayasa'da, ne yasalarda engelleyici hiçbir hüküm bulunmamasına rağmen. Hoş, 2.5 milyona yakın topluluğun seçme hakkını kullanmasını kolaylaştıracak düzenlemeler bile yapmayan siyasi kadrolardan Avrupalı Türkler'e seçilme hakkı yolunu açmalarını beklemek iyimserlikten de öte hayal olur. Ama can alıcı bir nokta gözden kaçırılmamalı: Ankara'nın bu siyasal dışlaması, yaşadıkları toplumla "Entegrasyon"a teşvik ettiğimiz vatandaşları, Türkiye'yle "Dezentegrasyon"a, yani bağları koparmaya götürebilir. Bir süre sonra, özde Türk ancak Türkiye'ye yabancı bir toplulukla karşı karşıya kalabiliriz. Hepsi bir yana; Avrupa'da doğup büyümüş milletvekillerinin varlığı Meclis'e sadece temsilde adalet getirmez, sadece renk katmaz, kaliteyi de yükseltir. Hele hele; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nde de Nebahat Albayrak gibi çifte pasaportlu bir bakanın yer aldığını düşünün.. AB için 10 reform paketine bedel!
|