|
|
|
|
|
"Türkiye petrol gemisini KKTC'den kovdu"
KKTC Eski Dışişleri Bakanı ve Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş, Annan Planı tartışmalarının yaşandığı 2003 yılında, denizde petrol ve dogalgaz arayan yabancı bir araştırma gemisinin, Türk savaş gemilerince Kıbrıs açıklarından kovulduğunu açıkladı.
Konunun o zaman kamuoyuna açıklanmadığını ifade ederek, bu nedenle Türk hükümetini eleştiren Serdar Dentaş, ''Çünkü o günlerde karar, 'Annan Planı görüşülmektedir, bir adım önde olacağız, sorun çıkartmayacağız' şeklindeydi'' ifadesini kullandı.
Denktaş, Kıbrıs Rum kesiminin, Mısır'la 2003 yılında yaptığı denizde petrol arama anlaşmasına gerektiği kadar tepki gösterilmediğini ve bu anlaşmanın, Annan Planı tartışmalarının gölgesinde kaldığını, Rum kesiminin Lübnan'la geçen hafta yaptığı benzer anlaşmaya ise ''Türkiye'de seçim yılına denk geldiği için'' nota verildiğini ve savaş sebebi sayıldığını savundu.
Serdar
Denktaş, Kıbrıs Genç TV'de yayınlanan bir programda yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum yönetiminin, geçtiğimiz günlerle Lübnan'la imzaladığı denizde petrol ve doğalgaz arama anlaşmasının bir benzerini 2003'te Mısır'la da yaptığını anımsatarak o zaman konuyu gündeme getirdiğinde ''gülümsenerek'' bakıldığını ve ciddiye alınmadığını ileri sürdü.
Serdar Denktaş, o dönemde yabancı bir araştırma gemisinin Türk savaş gemilerince bölgeden kovulmasının kamuoyuna açıklanmadığını ifade ederken, şunları söyledi:
''Açıklanmıyor bu basına. 2003'te tam o Annan Planı döneminde Mısır anlaşması gündeme geldiğinde sadece Annan Planı içerisinde bu anlaşmaya itiraz hakkı kullanılıyor ama mesele haline getirilmiyor. Çünkü o günlerde karar, 'Annan planı görüşülmektedir, bir adım önde olacağız, sorun çıkartmayacağız' şeklindeydi. Benzeri bir anlaşma Lübnan'la yapılıyor ama bu kez seçim yılına denk geldiği için olay basına yansıyor. Notalar veriliyor, savaş sebebi olur çağrısı yapılıyor.''
Serdar Denktaş, ''Yani bu işin bugüne kadar ortaya çıkmamasının sebepleri arasında dönemin Türkiye hükümeti de mi var diyorsunuz'' sorusu üzerine, ''Tabi, tabi. Bu konuyu gündeme getirdiğimizde 'aman fazla irdelemeyin' diye haber geldi bize, fazlada irdelemedik biz de. Nedenini anlayamadık'' ifadesini kullandı.Annan Planı içerisindeki Hidro Karbon yasasının, Kıbrıslı Türklerin böyle doğal bir zenginlikten toplumsal olarak bir kazanç elde edip etmemesini muallakta bıraktığına işaret eden Serdar Denktaş, Annan planında, elde edilecek gelirin, iki parça devlet arasında nasıl paylaşılacağının belirtilmediğini, yine aynı Hidro Karbon yasasında, Türkiye'nin de bölgede petrol arama hakkına sahip olmadığını ileri sürdü.
İLGİNİN SEBEBİ
Kıbrıs Rum tarafının, Mısır'la 2003 yılında yaptığı anlaşmada, günde 100 ya da 200 bin varil civarında üretim yapılma garantisi verdiğine işaret eden Serdar Denktaş, Kıbrıs etrafında bulunan doğalgaz ve petrol yataklarının, Avrupa Birliği, ABD ve İngiltere'nin bölgeye büyük ilgisini çektiğini kaydetti. Serdar Denktaş, şöyle devam etti:
''Adaya bu kadar ilginin, İngiltere ve Amerika'nın ve AB'nin yoğun ilgi göstermesinin başında bunun geldiği anlaşılıyor. Yoksa 1 milyon kişinin yaşadığı bir adada sorun varmış, yokmuş çok da umurunda değil insanların. Şimdi düşünmemiz gereken bu nedenle mi çözümün önünü açmıyorlar, özellikle tetikliyorlar, Rum tarafına bu kadar paye vermelerinin sebebi bu mu değil mi, bakmak lazım...Şimdi adanın üzerinde bu kadar ev varken, İngilizler neden burayı tercih etti sorusu akla geliyor.''
500 MİLYAR DOLARLIK KAYNAK
''Bu tür olayların kamuoyu arasında her zaman büyük sorunlara dönüştüğünün belli olduğunu'' kaydeden Serdar Denktaş, ''Amerika bugün neden Irak'tadır, bakarsak bunun nedenini anlarız. Burada (Kıbrıs'ta) bahsedilen rakam 500 milyar doların üzerindedir. Bunu halkımızın anlaması için şöyle söyleyeyim; Türkiye'nin bugün bize yapmakta olduğu yardımın bin yıllık garantisidir. O kadar büyük rakamlar ki tahayyül etmek zor. Kazının başlamasının bedeli 20 milyon dolar civarındadır.''
Doğalgazın, petrolün yerini alabilecek bir madde olduğunu, Kıbrıs'ta hem petrol, hem doğalgaz olduğunu anlatan Denktaş, özetle şöyle devam etti:
''Hakikaten önemli bir bölge. Bunca yıldır gündeme gelmemesinin sebeplerini anlamamız lazım. Eğer bu yıl Türkiye'de seçim yılı olmasa idi ve Rum tarafı Lübnan ile bu anlaşmayı yapsa idi acaba Mısır'la yapılan anlaşmaya yapılan itiraz kadar mı olacaktı? Bu yıl Türkiye'de seçim yılı olmasa sümen altından geçen bir olay olacaktı. Basına yansımasıyla, değerlendirme fırsatı bulduk. Bundan sonra haklarımızı korumaya devam etmeliyiz.''
Serdar Denktaş, bir soru üzerine, kendisinin 2003 konuyla ilgili yaptığı açıklamalara, o dönemde KKTC'de Başbakan olan Mehmet Ali Talat'ın ''gülümseyerek'' baktığını savunarak, bugün ise ''yerinde bir çıkış'' yaptığını kaydetti.
Serdaş Denktaş, Rum yönetiminin, Lübnan ile yaptığı denizde petrol arama anlaşmasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
''Fiilen bu anlaşmanın yürürlüğe girmesini Türkiye oturup izleyecek değil. Akdeniz'deki haklarını kaybetme meselesidir. O yüzden Türkiye garantörlük konumunu kullanarak uluslararası ilişkilerini yönlendirmeli. Aksi takdirde AB önünde sorun olmasın diyerek sessizce geçirmeye kalkarlarsa ilerisi için çok büyük bir hak kaybı olacak ve geri de alamaz.''
(AA)
|