kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yavrucuklarımızı geri istiyoruz
Yavrucuklarımızı geri istiyoruz
Da Vinci'nin sanal müze ziyareti

Yavrucuklarımızı geri istiyoruz

'Çocuk kahramanlar'ımız arka arkaya tuhaflaştı. Ömercik, Sezercik, Yumurcak... Skandallar, şaibeler ve narkotik olaylarla, hepsi hafızamızı tarumar etti.

Pop kültür, hop kültür, nereye kadar? Geçtiğimiz hafta boyunca beyni olanların o beyinlerine çakılan bir laf edildi, "Bir bebekten bir katil yaratmak..." diye başlayan. Yalın ve fakat bir o kadar da sarsıcı bir laftı. Hakikaten acayip değil mi, etrafımızdaki kazık kadar insanların, benim, sizin, hep beraber bir zamanlar bebek olduğumuzu düşünmek. Galiba 'çocukça' diye tabir ettiğimiz güzellikleri törpüleye törpüleye yaratıyoruz biz, bu neresinden tutsak dökülen toplumu. Evet, bu neresinden tutsak dökülen toplumun çocuk kahramanları da arada heder oldu gitti işte. Şimdi bile, filmleri yayınlandığında ağlaya ağlaya bihal olduğumuz Ömercik'in, gözündeki rahatsızlığı gerekçe gösterip altı kişiyle birlikte 'usulsüz para toplama' suçundan gözaltına alındığı zaman film kopmuştu bende. Geçtiğimiz hafta içinde ise yine bir döneme damgasını vuran 'Sezercik' hakkında şöyle bir haber çıktı gazetede:

REKLAM BALONU MU?
"Beykoz'daki evi ile Şişli'deki bürosunda ele geçirilen silah ve uyuşturucu maddelere ilişkin aranırken dün Fatih'te polisle silahlı çatışmaya girdiği iddia edilen Sezer İnanoğlu, Şile'de jandarma ekiplerince yakalandı." Halbuki 'Sezercik'i öyle 'kötü adam'lar kaçırırdı da o ne yapıp edip ellerinden kurtulurdu, değil mi? Bakın, 'Sezercik'in amca oğlu 'Yumurcak' da son dönemin en sıkı magazin malzemelerinden biri haline geldi işte. Manken Güzide Duran'la 'fırtınalı' bir beraberlik, ardından da 'evlenilecek kadın' Yeşim Salkım'la izdivaç ve şimdi de fena halde reklam kokan bir 'bozuşma' süreci. Evet, kimileri bu 'ayrılık' gündemi hakkında, "İkiliden Yeşim Salkım'ın iktisadi faaliyetleri için uydurulmuş bir reklam balonu,'' diye bahsediyor. Hatırlarsınız, Yeşim Salkım zamanında kadınları 'gezilecek kadın' ve 'evlenilecek kadın' diye iki ayrı kısımda tasnif etmiş ve kendisini evlenilecek kadın dosyasına yerleştirivermişti. 'Kadınlık' adına berbat bir hareketti. Hadi, diyelim Yeşim Salkım böyle bir kişi, ya bizim 'Yumurcak'a ne demeli? O da bir heves, hemen katılmıştı polemiğe. Nasıl fena haller... Dünkü SABAH Cumartesi'ndeki mülakatında ise sanki hanımlararası laf dalaşında aradan çıkar gibi çıkıp, 'gezilecek kadın' muhabbetine çiğ çiğ dahil olan kendisi değilmiş gibi, sert ve erkeksi açıklamalar yapıyor 'Yumurcak' İlker İnanoğlu: "Yeşim Salkım'ın yarası var, beresi var, ben hayat kadınını seversem de evlenirim. Hayatım boyunca da öyle oldu. Che Guevara'yım ben yani... Hayatım boyunca isyan ettim ben, her şeye isyan ettim. Hep zor yolu seçtim." Arkadaşım, hangi zor yolu seçtin? Nerede isyan ettin? N'oluyoruz? Misal, biz anlayamıyoruz, geziyorsun, tozuyorsun, evleniyorsun, tüm bunları yaparken iktisadi faaliyetin nedir? "Oyuncuyum," diyorsun, peder beyin yapımcısı olduğu batık bir dizi dışında nerede ne oynamışsın? Bunlar hep muamma. Yoksa bize mi oynuyorsun? Hayır, insan sinirleniyor tabii ister istemez bu 'kendini hiç karşılaştırmaması gereken isimlerle karşılaştırma sendromu'na. İş Che Guevara'yla bitmiyor. "Geldiğimden beri Türkiye'de şuna dikkat ettim. Hrant Dink hayattayken onu susturmak için her şey yapıldı. Öldükten sonra kahraman ilan edildi. Bir ilişki de başta taşlanıyor, şimdi ayrılık olayı çıktı, herkes üzülüyor. Ben bunu anlamıyorum Türkiye'de," diyor. Ve haliyle, biz de burada saç baş paralayarak, "Arkadaşın ne Hrant Dink'liği olmuş olabilir ki?'' diye düşünmeden edemiyoruz. Yeşim Salkım ile ayrılacak diye yüz binler yürüyüş mü yapacak zannediyor, n'oluyor, anlamak mümkün değil yani. Hani, siz Türkler nasıl diyorsunuz, öyle işte...Uzun lafın kısası, medyadan istirhamım, eski 'çocuk kahramanlar' hakkında daha fazla haber yapılmamasıdır. Yani, bir prensip kararı alınmalı, onlar ne halt ederse etsin, ekranlarda gösterilmemeli, gazetelerde, dergilerde yazılmamalı bundan böyle. Şöyle ağız tadıyla eski Türk filmlerini bile seyredemeyeceğiz yoksa artık. Misal, tam Yumurcak'a ağlayacağız, aklımıza İlker İnanoğlu'nun acayiplikleri, Yeşim Salkım'ın bilmem hangi magazin programındaki 'tapılacak kadın' repliği gelecek, öylece kalakalacağız. Haksız mıyım yani?

SAMİ TOSUN

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Hedefi hep gökleri nişanlamaktı
 İnternette ırkçılığı denetlemek mümkün
 Hep küfürle anılanlar
 Masalcı geldi hanıııııııım
 İskoçya ve İngiltere'nin evliliği çatırdıyor
 ABD'den sperm gelmiş, evde bir bayram havası!
 Beckham'ın 'Yeni Dünya'sı
 Yılların öcünü mü aldı?
 Yaş Grupları Seçme Yarışması yaklaşırken
 'Hülya savunmasız kaldı'
 'Bülent Hanım hiç kimseye asılmaz, çok asildir'
 'Karar vermekle ölümü görmek çok farklı'
 Kırmızı halıda kazanan kim olacak?
 Biri çocuğunuzu gözetliyor
 Saraylı kangallar
 Turp gibiyim, turp!
 Murat Bardakçı: Babil hayalinin altında kaldı
 Komşu kızı neden Basra'ya gitti?
 İtalya'daki Türk köyünden davet var
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Tek gecelik bir aşk!
Uygun yere...
GÜLSE BİRSEL
Toplanın, mutluluğun sırrını veriyorum!
Bir kere şu...
KAZIM KANAT
Sarı gelin ve ah Tamara!
Hani yazmıştım ya... Küçücük...
70 milyona tek ambulans uçak
70 milyona tek ambulans uçak
Acı ama gerçek. Koskoca Türkiye'de uluslararası havacılık...
Maçtan önce seks yapmalı mı?
Sporcu hekimleri Doç. Dr. Önder Yaman ve Op. Dr. Asım Baykan dünyada...
Yemek mucitleri
Siz hiç zeytinyağı havyarı yediniz ya da toz halinde zeytinyağına ekmek...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.