|
|
Kelimelerimize ne oluyor?
Türkiye garip bir ülke. Bir sabah kalkıyorsunuz, bir şeyler yok olmuş. Bir eski bina yıkılmış, bir yeşil alan yağmaya uğramış, bir can gitmiş, 40 yıllık bir dostunuz düşman sayılır olmuş... Ya da bir kelime ya da isim değişmiş. Örneğin çocukluğumdan beri bilip okuduğum Sinderella masalı, birden ne hikmetse Sindrella olmuş. Özgün adını bozarak, Türkçe'deki 'iki sessiz harf üstüste gelmez' ana kuralına da sırt çevirerek... Aynı şey, başka kelimeler için de oldu. Örneğin biz yıllarca 'kıral' diye yazdık, birden 'kral' oldu. Geçenlerde gazetedeki bir yazımda geçen tüm 'kırallar', aniden 'kral' oluvermiş!.. Bunun tıpkısı, şimdi Hırant adı için yaşanıyor. Biz yıllardır Hırant dedik, bu adı taşıyan birçok dostum oldu. Şimdi birden Hrant diye yazılıyor. Niçin, neden? Bu kararlar nerede, hangi varolmayan Dil Akademisi'nin karanlık odalarında alınıyor? Dilimizin temel fonetiğine de aykırı bu konuda kimden bilgi alacağız, kime hesap soracağız? Acaba Hakkı Devrim üstad ne der?
|