|
|
Tek olmanın tehlikeli cazibesi
Yönetim kademesinde bulunan erkeklerin çoğu, aralarına kadınların girmesini istemezler. Erkek erkeğe muhabbetlerinin tadı kaçar; küfredemezler, karı-kız muhabbeti yapamazlar, fıkra anlatamazlar falan. Kulaktan kulağa konuşarak veya yanından uzaklaşarak kadınlara da hissettirirler bu rahatsızlıklarını.
BİR PARMAK BAL Hemen ardından 'cici kız' muamelesi yaparak gönüllerini almayı ihmal etmezler. Çünkü kadınların o koltuklara oturmayı hak etmediğini düşünmektedirler. Akıllı olabilir kadınlar, çalışkan, hırslı, gayretli ama kararları erkekler alır. Son sözü erkekler söyler. Ama işte mecbur kalınca aralarına sadece 'bir tane'nin girmesine izin verirler. Hem bir parmak bal çalmış olurlar eleştirenlerin ağzına, hem de egolarını rahatlatırlar. Baba ve ağabey tavrı takınarak korumaya alırlar kadını. Sandalyesini çekerler, her gün iltifat ederler, içiyorsa sigarasını yakarlar, yemek parası ödetmezler, elini cüzdanına hiç sokturmazlar, evine kadar arabayla bırakırlar vs... Hele bir de genç ve güzelse kadın, bakımlı ve şıksa daha da memnun olurlar gözleri, gönülleri açıldığı için. Kadınların da pek hoşuna gider böyle şımartılmak, yıldız muamelesi görmek. İlgi dağılmasın, papuçları dama atılmasın diye istemezler başka kadınların aralarına katılmasını. Kraldan çok kralcı olurlar bu konuda. Sözleri dinlenilmese, önerileri kaale alınmasa, istedikleri yapılmasa da başları ve sırtları hep sıvazlandığından arada bir elma şekeri ile gönülleri alındığından önemli hissederler kendilerini.
DAYANIŞMA ÖNEMLİ Gün gelir anlarlar tabii, 'süs', 'vitrin', 'nazar boncuğu' diye kullanıldıklarını. Şikayet etmeye başladıkları anda gözden düştüklerini görürler. Kararları dinlemediği, karşı çıktığı zaman devre dışı bırakılırlar. Yeni yıldızlar vardır dışarıda bekleyen. İşte o zaman fark ederler tuzağı. Var olabilmek için çoğalmak gerektiğini, dayanışmanın önemini o zaman anlarlar.
|