|
Gerzekliğin dip noktası!
|
|
"Öyle bir film düşünün ki, bir saat 55 dakikalık süresi içinde bırakınız kahkaha atmayı, bir kez bile gülümseme fırsatınız olmuyor. Öyle bir film düşünün ki, zekâ denen şeyin yanından bile geçmiyor, mizah denen alanı utandırıyor, sanki insanı sinemadan soğutmak için yapılmışa benziyor. Şimdiye dek hiç 'Sakın bu filme gitmeyin,' diye yazmadım. Ama bu kez yazıyor ve aklı başında okurlarımı bu felâketten olabildiğince uzak durmaya çağırıyorum."
Suat Yalaz uyarlaması
Değerli çizer, yıllar boyu gazetelere olduğu kadar Yeşilçam'a da birçok kahraman hediye etmiş olan Suat Yalaz'ın bir Kurtuluş Savaşı kahramanını işlediği Son Osmanlı çizgi-romanı sinemada. Bu, Özen Film'in sahibi Mehmet Soyarslan'ın eski bir projesiymiş ve sonunda, onun inadıyla hayata geçmiş. Bize anlatılan, İngiliz işgali altındaki bir İstanbul'da, sırım gibi gövdesi, bitirim halleri, ince bıyıkları ve yana eğilmiş fesiyle yolunu arayan genç bir kabadayının hikayesi. Yandım Ali, bir vatansever, ama ne yapacağını pek bilemiyor: yerli-yersiz tüm yabancılara ve azınlık mensuplarına dayak atmaktan başka... Ama Anadolu'ya geçmek üzere olan Mustafa Kemal'le tanışması, ona yeni bir ufuk açıyor. Bundan sonraki maceraları, yani Anadolu Savaşı'na katılması da ilerde gelecek filmlerde ele alınabilir. Eğer seyirci ilgi gösterirse... Filmde iyi şeyler de var, bana göre olumsuz şeyler de. Önce iyi olanlar: Titiz bir dönem çalışması yapılmış, ayrıntılar gördüğüm kadarıyla aksamıyor. İstanbul'un eski mekanları çok iyi kullanılmış ve bunlara çağdaş teknolojiyle çekilen bölümler eklenmiş, Boğaz'daki işgalci gemiler gibi... Aksiyon sahneleri iyi kotarılmış, belli bir gerilim duygusu var. Genelde pastelin egemen olduğu sahneler de görüntü yönetmeni hesabına çok olumlu. Ayrıca sinemamızda hemen ilk kez Atatürk'ün uzun uzun gösterilmesi de ilginç. Onu oynayan Alican Yücesoy gerçi biraz fazla poz kesiyor. Ama özellikle 'çakmak gibi' gözleri aracılığıyla, belli bir etki yaratabiliyor. Büyük önderi sinemada daha çok, hatta bir Atatürk filminde görmek umuduyla... Olumsuzluklara gelince... Kimi karakterler çok iyi ele alınmamış, ne kimlikleri, ne de işlevleri çok iyi belirmiyor. Film, yerli-yersiz çıkagelen erotik sahneler kadar, yüksek dozdaki miliyetçiliğiyle de dikkat çekiyor. Evet, günümüzün bir kitle talebi bu... Ama Yandım Ali'ye, hadi işgalci İngilizler bir yana, İstanbul'daki tüm azınlık mensuplarına sırayla dayak attırmak neyin nesi? Onlar arasında işbirlikçiler de vardı, ama hiç mi dost bir Rum, bir Ermeni, bir Musevi yoktu? Böylece film şu günlerde tartışılan 'Türkün Türk'ten başka dostu yoktur' sloganına dayanıyor sanki... Kendi adıma bu sloganı sevmiyor ve onaylamıyorum. Sonuç olarak, bu bir çizgi-roman uyarlaması. O açıdan fazla derinlik, ciddilik ve tarihe sadakat aramak boşuna. Bu haliyle ve kendisine çizdiği çerçeve içinde işlevini yerine getiren ve seyirciyi iki saat boyunca rahatça oyalayacak bir yapım.
|