| |
|
|
Durum corcoloz
Tek parti döneminin "Milli Şef"i İsmet İnönü, Bayburt'a gitmiş. "Dış politikayı" anlatmaya başlamış. "Dış ilişkilerin ne kadar iyi gittiğini, Türkiye'nin bu konuyu ne kadar başarılı yönettiğini." Paşa'nın konuşması bitince Bayburtlu'nun biri elini kaldırmış: - Paşa hazretleri, konuşmanızdan anlaşılıyor ki dışarda işler iyi... Ama içeride durum corcoloz.
"Corcoloz" çok anlamlı. İsteyen "iyi değil" diye anlasın. İsteyen "karmakarışık." İsteyen "önümüzü göremiyoruz."
Dış politika "iç politika için bir araç" olarak kullanıldı mı, kullanılmadı mı? Bal gibi kullanıldı. Ermeni soykırımı konusunda Batı bizi kuşatma altına almaya çalıştı mı, çalışmadı mı? Bal gibi çalıştı. Çankaya seçimi sırasında ipler gerildikçe gerildi mi, gerilmedi mi? Bal gibi gerildi. Uzlaşma gereken konularda, ülkeyi yönetenler bir uzlaşma arayışına girdi mi girmedi mi? Bal gibi girmedi. Sonuç: İşler corcoloz.
"Gerilimin tırmanacağını" yazdık. Hem de "defalarca." Tartışmaların "Ocak ayının ikinci yarısından itibaren daha da sertleşeceğini" yazdık. Daha birkaç gün önce. Ve "bu iş bireysel teröre kadar da uzanır" dedik. Tekrar tekrar.
Dün Hrant Dink öldürüldü. "En hassas yerlerimizin birinden" vurulduk. Ermeni konusu "yumuşak karınlarımızdan." Oradan kurşunlandık.
Toprağı bol olsun. Gün "soğukkanlılık günü." Ve gün "ipleri daha fazla germeme" günü. Zaten "corcoloz" olan durumu "daha da corcoloz hale getirmemek için."
|