|
|
Barışa sıkılan kurşun!
Sonunda beklenen oldu. Onca tehditten sonra gazeteci Hrant Dink öldürüldü. Son dönemlerde yaşananları düşününce bu noktaya gelineceği belliydi. Kimse "bir çılgının, bir kendini bilmezin işi" deyip geçemez. Bu ülkede bu tür eylemlerin zemini var. O zemin nedeniyle onlarca aydın hayatını kaybetti. Devletin içine kümelenen çeteciler bu ülkenin yurttaşlarını kurşunladı, bombaladı. Bu negatif zemin "sevgi" değil, hep "nefret" üretti. Sadece siyaset değil, medya da ağırlıkla aynı negatif dili kullandı. Ve hiç birimiz başta devlet olmak üzere tartışmayı, farklı fikri sevmedik. Oysa Türkiye'nin barışa ve huzura ihtiyacı vardı. Hrant Dink bunu arayanlardan biriydi. Son yazısında bile bu arayışını sürdürdü. Van'daki Ahtamar Kilisesi'nin restorasyonunun nasıl siyasi bir gösteriye dönüştürüldüğünü anlatan yazısında aynen şöyle diyordu: "Ey tarih... Ey gelecek!.. Türkiyeli, Ermenistanlı ve hatta Diasporalı gençler gönüllü. 'Ahtamar amele taburu' emirlerinize hazır... Bilesiniz. Gelin, Ahtamar'ın restorasyonunu salt bir bina restorasyonu olarak bırakmayalım, aynı zamanda yıpranmış ruhlarımızı da restore edelim." Gerçekten ruhlarımızın restorasyona ihtiyacı var. Şu son günlerde Kürt Sorunu ekseninde "Türkiye Barışını Arıyor" konferansı tartışılıyordu. Her kesimden farklı isimler önemli şeyler söyledi. Hatta devletin içinde görev almış Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş çıkıp barışa ihtiyacımız olduğunu söyledi. İşte tam bu noktada Hrant Dink öldürüldü. Zamanlama her açıdan ilginç. Bir yandan Türkiye'de Kürt meselesi tartışılıyor, öte yandan "Ermeni soykırım yasası" Amerika'nın gündeminde. Hrant'a kurşun sıkanlar aslında Türkiye'nin geleceğine kurşun sıktılar. Cesur, samimi ve özgürlükçü bir gazeteci, bir aydındı Hrant Dink . Neredeyse aynı dönemlerde gerçekleşen Uğur Mumcu cinayeti gibi bu cinayetde karanlıkta kalmamalı. Ama ondan daha önemli olan şu; Onun üzerinden geleceğimize kurşun sıkanlarla mücadele etmenin tek yolu eskisi gibi "katilleri bulacağız" klasik açıklaması değil, bu topraklarda barışı hâkim kılmaktır. Başka yolu yok. Bugüne kadar bu yapılmadığı için huzura ve barışa ulaşamadık. Bunu görmek ve anlamak için daha kaç kişi ölecek!
|