|
|
Kahvaltıya mı geldik kazıklanmaya mı?
Şimdi pazar pazar tadımızı kaçırmayalım diye susup içinden ona kadar mı saymalı? Yoksa kendini otoparkçı ilan eden adamı bi domates, bi defne yaprağı, bi otoparkçı abi şeklinde şişe mi takmalı? Durumumuz şu; malum dışarıda yalancı bahar havası esiyor. Hele pazar günü güneşli oldu mu, insanın içi kaynıyor. Dayı mangalı kucaklayıp, yengeye çocuklara mangal ziyafeti çekiyor. Atletik kısmı eşofmanını geçirip kendini ormana vuruyor. Bizim gibi 'gel keyfim gel'cilerse ille de şöyle yumurtalı, ballı-kaymaklı kahvaltı etmek istiyor. Öğlene doğru kankalarla buluşup Rumelihisarı'na koştuk tabii... İzdiham kıyamet! Vatandaşın pazar kahvaltısı gelmiş besbelli. Misal Kale'nin önünde (Kale, Hisar'da ev kahvaltısının babası) upuzun kuyruk var. Ablalar gruplar kurmuş rüzgar müzgar demeden sırada dikiliyor. İçerisi de tıklım tıklım. Çıtır çıtır yanan yağın üstündeki sahanda yumurtaları gören yutkunuyor! Kale'nin talibi çok! Muamma'nın üstüne açılan Bodrum'daki meşhur Limon da maşallah adam almıyor. Nereye gitsek dolu! "Off ne etsek?" derken,.. Aaa! Kulaklarım parazit mi yaptı ne? Yoksa cidden arabasını park etmek isteyen adama, Savaş Ay modeli yelekli otoparkçı "Abi 20 YTL otopark ücretini peşin alalım" mı dedi?. Evet! Dedi! Üstüme iyilik, sağlık! Resmen bunun adı; gündüz vakti soygunculuk!
Makbuz kesen yok! Şimdi adam parayı verse bir türlü, vermeyip basıp gitse bir türlü. Çocuklar arka koltukta aç! Bütün hafta belki bu kahvaltı sefasını düşlediler ailece! Adam çıkarıp veriyor parayı, yüzü beş karış! Ah be abi! Bu otoparkçılara kim yetki verdi biri bana söyler mi? Makbuz kesen yok! Fiş veren yok! Yirmişer yirmişer indiriyorlar cebe... Kimin otoparkçıları bunlar? Pazar pazar önümüze çıkan bu adamlar kim? Hem burası Reina mı? Şamdan mı? Ne demek 20 YTL? Zaten senin Rumelihisarı'nda ettiğin kahvaltı toplasan ancak 20 YTL! Off be!
|