|
|
Önce ve illa kadın hakları
Katılmamak mümkün mü Sezen Aksu'ya... Konuk yayın yönetmeni olduğu gazetenin manşetine taşıdığı konu; Türkiye'nin en büyük ayıpları ve bu konuda acilen bir şeyler yapılması lazım. Bir türlü halletmediğimiz konuların başında kadın hakları geliyor. Ardından çocuk, engelli, hayvan ve çevre hakları... Yazmaktan usandık ama bir daha altını çizelim; kadını kalkınmamış bir ülkenin kalkınması mümkün değildir. Hem kadının sırtına 'çocuğun bakımı ve eğitimi' gibi çok önemli bir görev yükleyeceksiniz, hem de kadını eğitmeyeceksiniz! Okuması, eğitilmesi engellenen, hep itilip kakılmış, kendine güveni olmayan, hayatta kalmak için ikiyüzlü davranmaya mecbur bırakılan bir kadın nasıl yetiştirir ki çocuğunu? Bu yüzden kadınlarımız çocuk eğitiminden anlamaz, sadece çocuk bakar! Altını değiştirir, yemeğini yedirir, uyutur. Ruhunu doyuramaz, çünkü kendi ruhu doymamıştır. Kendini tanımamaktadır, vücudundan habersizdir. Bir yanda bastıramadığı duygular diğer yanda bastırması için zorlayan toplum kuralları... İşin insanı üzen tarafı kadınların değişim talebinin erkekler tarafından reddedilip engellenmesi. Üstelik kadının hak talebi erkeklerin lütfedeceği bir şey değil! Doğuştan sahip olduğu hakkı istemektedir, ilk çağlardan beri sahip olduğu konuma kavuşmak arzusundadır. Desmond Moris'in, 'Çıplak Kadın' kitabında önemle belirttiği gibi kabile yaşantısının süregeldiği toplumlarda bir cinsiyetin diğerinden üstün olması gibi bir durum hiç söz konusu olmamıştır. Erkek ve kadınların yaşamlarını sürdürebilmek için birbirlerine ihtiyaç duymaları, aralarında en eski çağlardan beri süregelen bir denge yaratmıştı. Erkek ve kadın farklı olmakla birlikte eşittiler.
KABİLE YAŞANTISI Erkekler evden uzatka avlanırken, kadınlar sosyal yaşamda yemek yapma, çocuklara bakma ve 'kabile yaşantısını düzenleme' görevini üstlenmiştir. Böylece erkekler bu 'son derece önemli yegane' görevleri üzerinde ustalaşırken, kadınlarsa 'aynı anda birçok problemle başa çıkmak' konusunda uzmanlaşmışlardır. Dikkatinizi çekerim; yegane ve birçok... Ünlü zoolog, 'Bir toplumda erkeklerin baskın olması, o toplumun Homo Sapiens'in milyonlarca yıl boyunca kaydettiği gelişmeye ayak uyduramadığı anlamına gelmektedir' diyerek söylenmesi gerekeni söylüyor. Daha ne diyeyim ki! "İnkilap Yayınevi tarafından basılan Çıplak Kadın'ı kendi vücudunu tanımayan ve tanımak isteyen bütün Ayşeler, Fatmalar, Hülyalar, Ebrular ve Banular okusun" diyebilirim. İsterse Ahmetler de okuyabilir.
|