|
 |
|
  Türkiye'yi layık olduğu seviyeye çıkarmak bizim olmazsa olmaz hedefimizdir
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''100. yılına Cumhuriyetimizin kuruluş ideallerini gerçekleştirmiş bir Türkiye olarak girmeyi hedefliyoruz ve bunda kararlıyız'' dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. 2007 yılının ilk AK Parti MKYK toplantısını bugün yaptıklarını belirten Erdoğan, partinin en yüksek organı olan MKYK'da Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren iç ve dış konuları ayrıntılı bir şekilde müzakere ettiklerini söyledi.
Ağırlıklı
olarak 2006 yılının değerlendirmesini yaptıklarını kaydeden Erdoğan, özellikle gerek cumhurbaşkanlığı seçimi, gerekse genel seçimlerin cereyan edeceği 2007 yılını da değerlendirme fırsatı bulduklarını ifade etti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Stratejimizin ne olacağı, ne gibi taktikler üzerinde duracağımızı, bu konuları arkadaşlarımızla yine ele alma imkanını bulduk.
Hükümet politikalarında ortaya koyduğumuz gibi AK Parti, şimdiden yine bütün gelecek tasarımlarını 2023 yılına göre, yani Cumhuriyetimizin 100. yılına göre yapmaktadır. 100. yılına Cumhuriyetimizin kuruluş ideallerini gerçekleştirmiş bir Türkiye olarak girmeyi hedefliyoruz ve bunda kararlıyız.
Medeni milletler arasında Türkiye'yi layık olduğu seviyeye çıkarmak bizim olmazsa olmaz hedefimizdir.
Özgür ve müreffeh bir Türkiye olarak her bireyinin 'aradığımı buldum' dediği bir Türkiye olarak, o günlere ulaşmak, o günü yakalamak en önemli meselemizdir. Kalkınma planlarımızda, bütçe perspektifimizi, dış politikadan alt yapı ve üst yapı çalışmalarına kadar bütün hedeflerimizi ülkemizi gerçek anlamda mamur hale getirmek üzere belirliyoruz. İnanıyorum ki bu uzun vadeli siyasetimiz 2007 yılını da bir kazanç yılı olarak Türkiye'nin kar hanesine yazacaktır.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütüyle mücadelede ''soyut ifadelerle oyalanmak istemediklerini, somut neticeler istediklerini'' belirterek, ''ABD'nin canı yandığı zaman hep beraber seferber olacağız. Peki, benim canım yanıyor, bizim canımız yandığı zaman niçin hep beraber seferber olmuyoruz'' dedi.
Erdoğan, AK Parti MKYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kerkük konusunda yaptığı açıklamalar ve sonrasında ABD ve AB'den gelen görüşlere ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
''Irak ile yaklaşık 350 kilometre sınırı olan bir ülkeyiz. Tarihten gelen bağlarımız var. Bu bağlar öyle laf olsun diye söylenen bağlar değil. Akrabalık bağlarından tutunuz, tüm kültürel bağlara varıncaya kadar geniş bağlarımızın olduğu bir ülke Irak... Şimdi, doğrusu ben merak ediyorum; ABD onbinlerce kilometre uzaklıktan Irak'a gelip, Irak'ta koalisyon güçleriyle birlikte müdahalesini yapıyor. Bu, Irak'ın içişlerine müdahale olmuyor. Bu açıklamayı yapan Sayın Büyükelçi, herhalde bir Irak vatandaşı değil. Bir Irak vatandaşı olmadığı halde kalkıp, ülke adı vermeden 'Kerkük Irak'ın iç meselesidir' derken bir gün önce benim TBMM'de yaptığım konuşmaya herhalde atıfta bulunuyor. Ben sınır komşum olan, sınır komşusu olmaktan öte soydaşlarımın yaşadığı Kerkük'e yönelik düşünce beyanında bulunmayacağım ama kendileri güya stratejik müttefikiz, her türlü alışverişimizin olduğu ABD, orada terör örgütü konuşlanacak, bu konularla ilgili Türkiye olarak herhangi bir açıklama yapmayacağız''
''ABD'NİN CANI YANDIĞI ZAMAN...''
Erdoğan, ABD'nin ve Türkiye'nin özel temsilcilerini belirlediğini anımsatarak, terör örgütüne ve teröre karşı ortak mücadele konusunda mutabakata varıldığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz, soyut ifadelerle oyalanmak istemiyoruz. Somut neticeler istiyoruz. Zira, 11 Eylül'de ABD'nin canı yanmıştır. İkiz kuleler vurulmuştur ve kulelerin vurulmasından sonra Afganistan'da bir operasyonel harekete başlamıştır ve burada NATO güçleri görev almıştır. Biz Türkiye olarak iki kez orada ISAF'ın komutasını üstlenmişiz. Neden? Teröre karşı bir mücadele veriliyor bunu için. ABD'nin canı yandığı zaman hep beraber seferber olacağız. Peki, benim canım yanıyor, bizim canımız yandığı zaman niçin hep beraber seferber olmuyoruz. Kaldı ki bizim şu ana kadar teröre verdiğimiz kayıp 40 bin, 40 bin kaybı olan bir Türkiye var. Bizim bu sıkıntılarımızı Sayın Başkan paylaştığını söylüyor. İlgililer paylaştığın söylüyor ama biz diyoruz ki kuru kuruya paylaşmak yetmiyor.''
Atılacak adımları Irak Hükümeti ile atmaya hazır olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ABD'nin, Irak'ta bir güç olarak bulunduğunu bilerek müşterek adım atmaya da hazır olduklarını söyledi.
Erdoğan, bu adımın şu anda atılması gerektiğine işaret ederek, ''Bunu da görmek istiyoruz. Bizim söylediğimiz bu'' dedi.
Bir gazetecinin, Özel Temsilci Edip Başer'in ''Tek başımıza ya da ABD ile birlikte bir sınır ötesi operasyon da masadaki seçenekler arasındadır'' şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, ''Bunu nasıl yorumluyorsunuz'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Bu konularla ilgili açıklamalar durup dururken yapılmaz. Yani, ülkemizi terör noktasında tehdit eden unsurlar ne ise ve buna karşı da yapılması gereken ne ise tüm bunların hepsini Türkiye Cumhuriyeti Devleti vakti saati geldiğinde yapar'' diye konuştu.
BAYKAL'IN TEKLİFİ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ''Başbakan yetki isterse, Meclis'e gelsin yetkiyi verelim'' sözlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi: ''Ben, Sayın Baykal'ın bu teklifi, yaklaşımı sebebiyle kendisine teşekkür ederim. Böyle bir şey olacağı zaman zaten biz gerekli bilgilendirmeleri yapacağımız gibi eğer böyle bir şey düşünülürse zaten bu işin yol haritası içerisinde Parlamento var. Gerektiğinde Parlamento'ya gelir. Ama şu anda gündemde böyle birşey yokken varmış gibi bunu konuşmanın bir şeyleri uyandırmak olduğunu veya devreye sokmak olduğunu da herhalde söylemek olur. Bunun da bir siyasetçinin dilinden çıkmaması gerekir.''
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin bir soru üzerine de ''Cumhurbaşkanlığı konusundaki tüm düşüncelerimizi de söyledik. Nisan'dan önce bizden böyle birşey duymayacaksınız. AK Parti Grubu'nun dışında düşünenler kendilerini ortaya koyarlar, çalışmalarını, kampanyalarını başlatırlar, onlara 'hayırlı olsun' deriz. Ama bizim takvimimiz bu konuda Nisan başında başlar.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Herkes bilmelidir ki Biz hakareti siyaset zannedenlerin, bunda ısrar edenlerin seviyesine inmeyeceğiz. Onlara hak ettikleri dille cevap da vermeyeceğiz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti MKYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, parti olarak yola çıkarken Türk demokrasisinin gelişimine katkıda bulunmayı, milletin refah ve huzurunu arttırmayı, Türkiye'nin gücüne, itibarına itibar katmayı amaç edindiklerini söyledi.
Bunun içeride de dışarıda da aynen bu şekilde hedeflendiğini vurgulayan Erdoğan, bu hedefi dış politikada da şu ana kadar aynı kararlılıkla sürdürerek devam ettirdiklerini ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Orta Doğu'da Türkiye'nin şu anda geldiği konum bellidir. Komşu ülkelerimizle olan münasebetlerimiz gayet olumlu bir şekilde gelişmektedir ve burada istisnasız doğusuna, batısına, kuzeyine güneyine eşit mesafede olan artık bir Türkiye vardır. Bu siyasi alanda böyledir, askeri alanda böyledir, ekonomik alanda böyledir, ticari alanda böyledir, kültürel alanda böyledir. Hiçbir alanı ayırt etmeksizin komşu ülkelerimizle olan münasebetlerimizi geliştiriyoruz. Gelecek hedefimizin de bu istikametten sapmamak olduğunu bu toplantımızda bir kez daha partimizin en üst organında teyit etmiş olduk.
Unutmayalım ki siyasetin en önemli meselesi demokratik temsildir. Milli iradenin bizden istediği de budur. Bu anlamda AK Parti'nin Türkiye'de siyaset kurumuna kazandırmış olduğu itibar, güçlü katkı çok ama çok önemlidir. Ekonomiyi olduğu gibi siyaseti de bir girdaptan çıkardık ve hamdolsun bugünlere geldik. Bugün güven ve istikrar zeminini sağlamlaştıran en önemli dinamik, AK Parti'nin ortaya koyduğu siyasi iradedir. AK Parti'nin temsil ettiği bu siyasi iradeye milletimizin desteği artarak devam ediyor.''
''ÇİRKİN BİR DİLİN AKTÖRÜ OLMAYACAĞIZ''
Seçim yılına girildiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, şimdi önlerinde demokratik yarış bakımından önemli bir süreç olduğunu söyledi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu çerçevede, ne yazık ki siyasette seviyeyi düşüren gerek kullanılan dil, gerekse içerik bakımından kimseye hiçbir faydası olmayan, milletimizin gözünde siyaset kurumunun itibarını düşüren tartışmalara tanık oluyoruz. Hiçbir zaman gerek şahsım gerekse arkadaşlarım olarak bizler bu tür çirkin bir dilin aktörü olmayacağız. Bu konuyu da aynı şekilde yine MKYK'da hep birlikte söylem birliğine varmak suretiyle karar altına aldık.
Bizi de zaman zaman bu tartışmaların içine çekme, buna zorlama, tahrik etmek suretiyle bunu yapma gayreti içinde olanlar var. Bunun için de en ağır ifadelerle bizi tahrik ederek cevap vermeye zorlayanlar var.
Bunu burada bir başka dille daha ifade etmek istiyorum; Şahsımın üzerinde sadece bir iktidar partisinin genel başkanlığı görevi yok, aynı zamanda bir başbakanlık görevi var. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak herhalde bulunduğumuz makamın korunması öyle zannediyorum ki 73 milyonun da görevi olsa gerek.
Biz diyoruz ki gelin seviyeli bir demokratik yarış olsun. Muhaliflerimiz, rakiplerimiz bizi eleştirsinler, kendi projelerini anlatarak oy istesinler ama bu üsluptan vazgeçsinler. Herkes bilmelidir ki biz hakareti siyaset zannedenlerin, bunda ısrar edenlerin seviyesine inmeyeceğiz. Onlara hak ettikleri dille cevap da vermeyeceğiz. Bu konuda daha sabırlı olacağız ve bu sabrı kendimiz için en önemli zenginlik olarak kabul ediyoruz ve yolumuza da böyle devam ediyoruz. AK Parti olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, halkımızın refah ve huzurunu artırmaktan daha önemli bir görevimizin olmadığına inanıyoruz.''
''KAYDEDİLEN BAŞARILAR ORTADA''
Başbakan Erdoğan, süreçlerin içinde aktif bir şekilde rol oynayarak, dünyadaki ve bölgedeki gelişmeleri Türk milletinin menfaatleri istikametinde etkilemeye çalıştıklarını vurgularken, kaydedilen başarıların ortada olduğunu ifade etti.
MKYK toplantısında 2007 yılı bütçesi üzerinde çalışmalarda bulunduklarını belirten Erdoğan, ekonomik durumun değerlendirmesini yaptıklarını, sosyal politikalar konusunda neler yapıldığı ve bunların halka nasıl anlatılması gerektiği konusu üzerinde durduklarını dile getirdi.
(AA)
|
