|
|
|
|
Mutfaktan gelen gül kokusu
Çocukluğundan beri yurtdışında yaşayan Jayda Uras, evinin mutfağında hazırladığı kremleri satmak üzere birkaç ay önce Türkiye'ye döndü. Gül kokulu organik ürünlerinin ünü kulaktan kulağa yayılıyor.
Kullandığınız kremlerin veya sabunların içinde ne kadar kimyasal madde olduğunu biliyor musunuz? Peki bu maddelerin zararlarını?.. Piyasadaki tüm kozmetik ürünlerinin insan sağlığı üzerinde bir tehdit olduğunu düşünen Jayda Uras, evinin mutfağında iki yıldır organik kremler, sabunlar, şampuanlar ve hatta deodorantlar hazırlıyor. Annesi İngiliz, babası Türk olan Jayda Uras, mimar. İsviçre'de büyümüş, sonra New York'ta mimarlık eğitim almış ve orada dört yıl çalışmış. İşinden sıkıldığı bir anda aromaterapiye ilgi duymaya başlamış. Bunun üzerine İngiltere'ye giderek bu işin eğitimini almak istediğini anlatıyor: "İki yıl İngiltere'de bitkisel doktorluk ve aromaterapi okudum. Çünkü İngiltere bu alanda en iyi ülkelerden biri. Sonra Türkiye'ye gelmeye karar verdim. Burada insanlar organik ürünlerden pek haberdar değil."
ISPARTA GÜLLERİ KALİTELİ 30 yaşındaki Jayda Uras birkaç aydır İstanbul'da ve henüz ürünlerini sattığı bir mağazası yok. Ancak ünü o kadar yayılmış ki, Siren Ertan'dan Sena Cerrahoğlu'na kadar sosyetik müşterileri var. 'Vie en rose' adını verdiği ürünleri ise aslında hayat felsefesini anlatıyor. Çünkü 'la vie en rose' Fransızca'da hayata toz pembe gözlüklerle bakmak anlamına geliyor. Güllerin Jayda Uras'ın ürünlerindeki yeri de oldukça önemli. Zaten birkaç yıldır her mayıs ayında Isparta'ya gidiyor. Orada topladığı güllerin yağından organik kremler ve sabunlar yapıyor. Gülün cilt için çok faydalı olduğunu anlatıyor: "Beş ton gülden bir kilo gül yağı elde ediliyor. Bu nedenle çok değerli ve pahalı. Ayrıca kırışıklıkları önlüyor, yaşlanmayı geciktiriyor. Cildi yenileme özelliğinden dolayı yaraları tedavi edici etkisi de var. Türkiye gül konusunda ayrıca şanslı. Isparta'daki güller o kadar kaliteli ki Estee Lauder'den Chanel'e kadar tüm büyük markalar buradan gül alıyor."
KÖPÜRMEYEN SABUNLAR Jayda Uras, kremlerinde gülün yanı sıra kuşburnu, badem, kekik, adaçayı, papatya, lavanta da kullanıyor. Ürünlerinin en önemli özelliği ise son kullanma tarihlerinin çok kısa olması. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor: "İçlerinde kimyasal madde olmadığı için kremlerin son kullanma tarihleri beş ayı geçmez. Çünkü bunlar süt gibidir; bozulur. Kremlerin bozulmasını engellemek için fren yağında bulunan kimyasalları kullanıyorlar. Bunların bir kısmı kanser yapıyor. Örneğin benim sabunlarım köpürmez. Çünkü içinde kimyasal madde yok. Halbuki insanlar sabun köpürdükçe daha çok temizlediğini zannediyor. Bu bir yanılgı." Ürünlerinin fiyatı 20-50 YTL arasında değişiyor. Örneğin 60 gramlık el kremi 45 YTL.
DOĞAYA DÖNÜŞ Uras'a göre tüm hastalıkların da doğadaki bitkilerle tedavisi mümkün. Örneğin kekikle kuş gribini yenmenin mümkün olduğunu söylüyor. En büyük yakınması ise Osmanlı zamanında tüm bunları bilen Türklerin günümüzde bu tedavi şekillerini unutmuş olması. Kendisinin de bu konuda çeşitli çalışmaları var. Bağışıklık sistemini güçlendiren damlası bunların arasında.
ECE KOÇAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|