| |
|
|
Camide ezan, kilisede çan
Ezan sesi çan sesine karışıyor. Bir yanda tarihi camiler. Diğer yanda yüzyıllara meydan okuyan Deyrülzafaran Manastırı. Diyarbakır ve Mardin'de yaşayan Süryaniler'in dini lideri (Metropolit) burada oturuyor. Manastır yerli, yabancı turist kaynıyor.
Metropolit Nuri Saliba Özmen. Türkçe, İngilizce, Arapça, Süryanice ve biraz da Kürtçe konuşuyor. Söze "Mardin'imizin önemli bir ihtiyacı var" diye başlıyor: - Üniversite... Hükümetimize söyleyin, üniversite istiyoruz. Mardin'e üniversite değil, şimdilik "fakülte kuruluyor." Metropolit memnun: - Fakülte iyi oldu, inşallah yakında üniversitemiz de olur.
Nuri Saliba Özmen'in anlattığına göre: * Türkiye'de 25 bin kadar Süryani var. * 3-4 bini Mardin, çoğu Midyat'ta. * Süryaniler sanatkar. Kuyumculukta iyiler. İstanbul'daki Midas Kuyumculuk, cemaatin mensubunun. * Taş işçiliğinde Süryaniler 1 numara.
Yazları Bodrum'a gidip gelirken Muğla'ya, "eski Mardin Valisi Temel Koçaklar'a uğrarız." Metropolit "Temel beye selam söyleyin" diyor. Temel Koçaklar Mardin Valisi iken, kurban bayramlarında "manastıra et yollarmış." Bizim hoca efendiler "onların Noel'lerini, dini bayramlarını" kutluyorlar. Metropolit ve diğer Süryani din adamları da "bizimkilerin şeker ve kurban bayramlarını... Kandillerini."
Manastırı gezerken, uzaktan ezan sesini duyuyoruz. Camileri gezerken de uzaktan çan seslerini. - Sayın Nuri Saliba Özmen, siyaset ne alemde? - Siyasete uzağız... Siyaset siyasetçilerin işi... Bizim bütün arzumuz, Türkiye'mizin huzur içinde olması... Memleketimizin kalkınması, AB'ye girmesi... Bunun için dua ediyoruz. Uzun uzun konuşuyoruz. Kucaklaşıp, resim çektiriyoruz. Ayrılırken şakalaşıyoruz: - Sayın Metropolit... Sizinle arkadaş olduk, bizim din elden gitmez inşallah. Kahkahayı basıyor: - Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize. Biz aynı ülkenin birbiriyle kardeş vatandaşlarıyız. Aynı bayrağın altındayız.
|