|
|
İstanbul serisi bardaklar
Biz Türkler, çayı cam bardakta içmeyi severiz. Çayın rengi, demi belli olsun isteriz, özellikle de ince belli olanını tercih ederiz. Bir dönem moda olan kupa salgınından sonra yeniden bardaklara döndük. Farkındaysanız, birbirinden şık bardaklar var mağazalarda. 'İstanbul' adı verilen bir bardak koleksiyonu mesela. Faruk Malhan tasarımı olan seri; çay, su, ayran, rakı ve viski bardaklarından oluşuyor. Koleksiyon'un geleneksel ve çağdaş sentezinden oluşan yeni dönem çizgisinin en önemli örneklerinden biri de diyebiliriz. Yeni tasarımları arasında sedirden esinlenilen kanepeler var mesela. Alçak, bağdaş kurup oturulacak kadar geniş minderli rahat kanepeler. Orta sehpalar hatta masalar da sinilere benziyor. Eski Türk evlerinin en büyük özelliğinin 'mobilyasızlık' olduğunu söylüyor marka direktörü Koray Malhan. Daha doğrusu evlerin yapılırken mobilyalı olarak tasarlandığını söylüyor.
ÇAĞDAŞ TASARIM Odanın üç tarafında fazla yüksek olmayan, alçak sırt minderli ve bol yastıklı sedirler vardır. Ortada ise sehpa veya masa niteliğinde büyük bir sini. Duvarlarda çocukların erişemeyeceği ama büyüklerin rahatlıkla uzanabileceği hizada raflar. Dolap yerine hem açık hem kapalı olarak kullanılan nişler. Pencereler de niş gibi duvara oyulmuşlardır, içine saksı, vazo, ihtiyaç duyulacak eşyalar konulabilsin diye... Türk kültürünün geleneksel öğeleri çağdaş tasarımlarla yeniden yorumlanıyor bir bakıma. Adımızı dünyaya kabul ettirmenin yolu markalaşmaktan, markalaşmanın yolu da tasarımdan geçiyor kısacası.
|