Hafızanız sizi yanıltıyor!
Birçoğumuz daha dün ne yediğimizi bilmezken, bebekken başımızdan geçenleri çok net hatırlıyoruz ya da hatırladığımızı sanıyoruz. Bu beynimizin bize bir oyunu
Geçen gün annemlerle tartışıp durduk. Ben diyorum ki "Erdek'teki yazlık evi, oradaki arkadaşım Haluk'u, korktuğum demirden kadın heykelini, evin bahçesini ve balkonunu gayet iyi hatırlıyorum." Bizimkiler de diyorlar ki, "Hatırlaman mümkün değil, bir yaşındaydın!" Halbuki her şey gayet net hafızamda! Şimdi konuyla ilgili son çalışmalardan bahsedeceğim. Ufak bir şok yaşamaya hazırlanın: Yaşanılan bir olayın duygular üzerindeki etkisi ne kadar büyükse, hatırlanma ihtimali de o kadar fazlalaşıyor. Anılar böyle oluşuyor.
KAYDA DEĞER ANILAR KALIYOR Beyin, çoğu 'hatıra adayı'nı yaşandıktan bir dakika sonra siliyor, çünkü bunların vücut veya beyin için hiçbir önemi yok. Geçen yıl bugün öğlen yemeğinde ne yediğinizi hatırlıyor musunuz? Yoo! Çünkü o yemek sizi duygusal olarak uyarmamış! Kayda değer bir anı değil. Ama geçen yıl, bu gün, aşık olduysanız ve o esnada bir kafede dondurma yiyor idiyseniz, dondurmanın çeşidi, tadı, hatta kokusu, hafızanızda sonsuza kadar kalabilir! Bu mantığa göre, benim bu kadar ufak yaşta yaşadıklarımı hatırlamam şaşırtıcı değil! Çünkü bunlar duygusal içeriği olan anılar. Ancaaaak, sıkı durun... Bir olayı yaşadıktan sonra beyin, o anıyı, hiç değiştirmeden saklamıyor! Zaman zaman, o olay hatırlandıkça beyin anıyı tekrar birleştiriyor, yeniliyor. Böylece, her hatırlandığında anılar ufak veya büyük değişimlere uğrayıp, gerçekte yaşanan olaydan uzaklaşabiliyorlar!
ZAMANLA DEĞİŞİYOR Bunu, anıyı birlikte yaşayanlarla yapılan sohbetler, her hatırlandığında öne çıkan detaylar etkiliyor. Bazen sağlıklı, akıllı, normal insanlar, asla olmamış olayları, anı gibi anlatabiliyorlar! 2001'de Disneyland'i, bir zamanlar ziyaret etmiş 120 erişkin insanla yapılan bir araştırmada, önce Disneyland'le ilgili düzmece bir reklam gösteriliyor. Reklamda dişlek çizgi film karakteri Bugs Bunny de diğer Disney kahramanlarıyla birlikte Disneyland'de dolaşıyor, ziyaretçilerle resim çektiriyor. Film seyredildikten sonra 120 kişiden 40'ı, küçükken Disneyland'i ziyaret ettiklerinde Bugs Bunny'i gördüklerini ifade ediyorlar. Kimisi kahramanın elini sıkıp resim çektirdiğini de anlatıyor! Aslında Bugs Bunny'den eser yok! Denekler reklam filminin etkisinde kalarak hafızalarındaki anılarını değiştiriyorlar sadece! Benim anılarım da muhtemelen fotoğraflar ve yıllarca aile içinde anlatılanlarla oluşmuş hatıralar. "Haluk'la hep el ele gezerdiniz, Ay o heykelden nasıl korkardın," zaman içinde benim anılarım olmuş! Bilim adamlarının üzerinde durduğu şu: Ninemizin, biz çocukken anlattığı feci bir fırtına anısını, zaman içinde, sanki bizim başımızdan geçmiş gibi hatırlamamız mümkün! Buna 'hafıza kaynağı kaybı' deniyor. Fırtına ne zaman yaşandı, hangi şehirdeydik, hatta aslında bu anı kimin anısı, beyin bilmiyor. Ama bu berbat hatıranın tüm travması ve korkuları, vücut tarafından yaşanıyor! Bilim adamları bu konuda önemli bir tespit yapıyorlar: Bugünkü çocukların sinema ve televizyonda gerçekçi ve çok sert felaket, şiddet ve acı sahneleriyle karşı karşıya kalması, ileride bu resimlerin beyin tarafından, çocuğun kendi hayatında yaşanmış gibi algılanmasına sebep olabilir! Ve muhakkak bunların getireceği psikolojik problemler olacaktır! Bu 'sonradan yaratılan hafıza' kavramı elbette kötüye de kullanılabilir. Mesela bir grup veya fikrin propagandası için! Bazı tarihi olayların başka şekilde yaşandığını, filmler, hikayeler, yazılar aracılığıyla insanlara tekrar tekrar gösterir, okutur ve anlatırsanız, toplumda birçok kişi bu olayların gerçekten yaşandığı ya da bunların kendilerinin veya ailelerinin başından geçtiği konusunda tanıklık edebilir! O zaman da siz, istediğiniz kadar "Sözde" deyin, olaylar sözde kalmaz! Adeta yapay bir hafıza oluşturulur! Bir şey hatırlattı mı?!
|