|
|
|
|
|
|
O şarkı Neco'ya söylenmedi ama istiyorsa üzerine alınabilir!
Nükhet Duru '60'ından Sonra Azanlar' diye bir şarkı yazarak Neco-Oya Özyılmazel ayrılığını farklı bir kulvara taşıdığı için köşe yazarları tarafından eleştirildi. Duru eleştirilere cevap verdi: Bu 20 küsür yıllık bir şarkı, sadece Neco'ya söylenmedi. Niye üzülen tarafın yanındayım diye eleştiriliyorum.
İzzet Çapa'nın sahibi olduğu Harbiye'deki Banlieue 6080, İstanbul'un en 'in' restoranlarından biri. İsmindeki 60, Arjantin'den geçen meridyeni; 80 ise Uzakdoğu'yu kesen meridyeni simgeliyor. Arjantin yemeklerinden Uzakdoğu mutfağına müthiş bir mönüsü var ve müdavimleri için şehrin en şık, en özel yeri... İşte bu mekanda artık her perşembe Nükhet Duru fırtınası esiyor. Çapa'dan teklif gelince kendi deyimiyle 'atlamış' üstüne Duru; "Ay bayılırım, ne zaman çıkıyorum, dediğimde dehşet içinde bakakaldılar" diyor ve hemen ekliyor: Şarkı söyleyemediğim zaman kendimi kötü hissediyorum çünkü... İlk program geçen haftaydı; meşhur '60'ından Sonra Azanlar' şarkısını da orada patlattı! Hani şu eşinden ayrılan Neco için yazıldığı söylenen, "Hovarda moruksun aklın fingir fişte, sen kart horozsun gözün çöplükte..." diye başlayan... İkinci haftasında ben de izliyorum Duru'yu. Öyle bir atmosfer var ki içeride; sanki Duru bir parti vermiş, arkadaşlarıyla eğleniyor, onlara fırlamalıklar yapıyor. Cemiyet hayatının birbirinden ünlü isimleri tıka basa doldurmuş mekanı, her masada bir şöhretler geçidi. Nükhet'i anlatmaya gerek var mı; her zamanki cilve, her zamanki gümbür gümbür ses, her zamanki eğlence! Programdan sonra kulise gidip laflıyoruz; son günlerde iki eski arkadaşı, Neco ve Oya Özyılmazel'in ayrılığında neden bu kadar taraf olduğunu, Neco'ya yazdığı söylenen şarkıyla 'çizmeyi aşıp aşmadığını' ve bu yüzden aldığı eleştirileri soruyorum. Cevaplarının arasında bana yeni yazdığı ve programına koyduğu yeni şarkısının sözlerini bulup veriyor; eski şarkıyı unutturmak ister gibi!
BİZ
BİR YILDIR BİLİYORDUK * Nedir bu 'azanlar' şarkısı, nereden çıktı? İnsanlar çok garip! Mütebessim olmayı erdemli olmakla yan yana koyamıyorlar mı acaba? Şakacı olmayı ciddi olamayacak mı zannediyorlar? Tabii ki iki arkadaşımın ayrılığından çok etkilendim ve arkadaşımın kendini kötü hissetmemesi için 'Bir daha vermem geriye arkadaşımı' diyerek kendimi ortaya attım. Neticede bir yıldır bu yuvanın üzerinde dolaşan kara bulutları dağıtmak için ben ve onların iki kızı büyük gayret gösterdik, bu bir yıldır sürüyordu. Oya geç duydu sadece...
* Biliyordunuz ve bu kadar yakın arkadaşınıza söylemediniz mi aldatıldığını? Bunun bitmesi gerektiğine Neco'yu inandırmaya çalıştık, biteceğine biz de inandık. Kızlar tavır koydu babaya ama yenildik! Kadere mi yenildik, neye yenildik bilmiyorum.
* Neco'yla hiç konuşmadınız mı? Çok konuştuk ama olmadı. Olabilir, hayatın her türlü gerçeğine saygı duyuyorum ancak benim bu tavrımın 'kanka' gibi değerlendirilmesine kızdım çünkü bu bizim literatümüzde olan bir kelime değil. Ben bir insanın kankası olmam, ben bir insanın hakikaten dostu olurum ya da olmam. Tarafını da belli eden bir insanım. Şu anda mutlu, keyifli ve aşık olan taraf yine benim çok sevdiğim, saydığım bir insansa terk edilmiş tarafta yer alacağım tabii ki. Ama bu şarkının onunla bir alakası yoktu. Çıkan haberler yüzünden Neco konuşmuyor benimle ama zaman içinde niyetimi anlayacaktır. Daha doğrusu niyetimin bu olmadığını anlayacaktır. Çünkü ben insanın yüzüne söylerim ne söyleceksem...
* Bu şarkı niye, nasıl çıktı peki? Şovumuzun adı Black and White Night an Limited. Program eski operetlerle başlıyor. Bu şovun içinde Liza Minelli'nin Mein Herr'üyle başlıyorum, Lily Marlene'le devam ediyorum... Yani 1930'lardan başlayıp günümüze gelen bir şov. Piaf'ın en önemli şarkılarından biri My Lord'u da çok severim. Bu melodiyi kimin yazdığını hatırlamıyorum ama Günsel-Ayfer Feray kardeşlerden öğrenmiştim, geçen hafta hatırıma geldi, Türkçesi'ni de söyleyeyim dedim.
* Size ne hatırlattı ki bunu? Selahattin Duman uzun süre önce yazmıştı azgın tekeler sendromunu; o hatırlattı. Bu aralar çok fazla rastladık ya bu evini bırakıp giden erkeklere, 'onlara ithafen söylüyorum' dedim. Ben yazmadım yani, 20 küsur yıllık bir şarkı.
* Neco'yu kastetmediniz yani... Bir tek Neco'yu kastederek söylemedim ama üstüne alınırsa o da var, üstüne alınmazsa yok!
* Sonuçta bunun bir yerlere, bir adrese gideceğini biliyordunuz... Bu tarz hareket eden erkeklere gönderme yapmış olabilirim. Çünkü şöyle tuhaf bir şey var; şartlar ne olursa olsun mağdur olan kadın! Erkek 'Ben senden sıkıldım hayatımı değiştiriyorum' diyor; 'E çok doğal hayatını değiştirmek istedi' diyorlar. Kadın 'Ben senden sıkıldım, bütün çektiğim dertlerinden sıkıldım, başka birine gidiyorum' diyor, fahişe oluyor. Buna bir tepki olabilir benimki. Çünkü ben kadınların yanında varolduğunu belli etmiş bir insanım. Sağlıktan tutun, sosyal hikayelere kadar tavrı belli bir insanım. Her zaman da söylediğimin arkasındayım. Ama direkt Neco'ya ithaf etmedim. Ama o çok hazırsa üstüne almaya, söyleyecek bir şeyim yok tabii ki!
* Neco'ya kendinizi anlatma çabasında bulundunuz mu? Mesaj çektim. Şu anda çok hassas, çok gergin.
* Onun da haklı sebepleri olamaz mı? 'Ben senden ayrılıyorum ve gidiyorum' demesine hak verebilirim. Ama bunu söylemeden bir yıl bu ilişkiyi sürdürmesine hak veremem.
* Siz arkadaşınıza söylememişsiniz, siz de suçlu değil misiniz? Biteceğine dair bize söz vermişti ama sözünde durmadı.
* Oya Hanım, öğrenince kırılmadı mı size? Hayır kırılmadı. Niçin yaptığımızı bildiğinden, amacımızı bildiğinden kırılmadı.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|