|
|
Yok devenin iniş takımları
-Şükrü Abi, senin apronda deve kestirmene çok bozulmuş millet... -Ben biliyorum onların niye bozulduklarını. Devenin kanını iç hatlar seferi yapan uçakların burunlarına sürdüm ya, dış hatlardakilerin kıskançlığı! Haset şeyler... -İyi de abi, koca deveyi metal dedektöründen geçirelim derken aleti bozmuşuz. -Her şey yasaya, kurala ve prosedürüne uygun işlemeli Cevat. Burası Dingo'nun ahırı mı? -Bu soruna cevap vermesem olur mu Şükrü abi? -Tamam, kabul ediyorum; deveyi free-shop'a sokmamalıydık. Ama ben onlara zararlarını tazmin edeceğimi söylemiştim. Devenin kırdığı parfümleri, ithal içki şişelerinin zararını karşılayacağız. -Şükrü abi, bizim deve tiryaki miydi? -Niye sordun? -3 karton kısa Camel yemiş bizim deve. -Deve deveyi çeker be Cevat'ım. Ayrıca niye şikayet ediyorlar hiç anlamış değilim. Deveyi kestiğimizden beri bir tane uçak rötar yapmadı. Söylesene, bu deve ben hariç herkese uğur getirmedi mi? -Getirdi getirmesine de... -Sen o fıkrayı bilir misin Cevat? -Hangi fıkrayı abi? -Deveye sormuşlar -Neren eğri diye mi? -Yok, yolculuk nereye, iç hatlar mı dış hatlar mı diye! Hahaha... -Allah neşeni bozmasın Şükrü abi. Peki şimdi ne yapacaksın Şükrü abi? -Olaylar unutulur Cevatçım. Balık hafızalı bir toplumuz. Hele şu işler bir bitsin, check-in'in önünde 10 tane koç kestiricem. Kanını da bütün hosteslerin alnına sürücem. Bizde göz var Cevat göz!
|