|
|
|
"Nobel benim için büyük onur"
İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından bu yıl Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen yazar Orhan Pamuk, bu ödülü almasının kendisini için "büyük bir onur" olduğunu söyledi.
Pamuk'un İsveç'in başkenti Stockholm'deki yayınevi Norstedts'in Riddarholmen'deki binasında düzenlediği basın toplantısını, çeşitli ülkelerden 60'a yakın gazeteci izledi. Basın toplantısını Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülünü kazandığını açıklayan İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Sekreteri Horace Engdahl yönetti. Basın mensupları Orhan Pamuk'u kitapları ve Nobel Edebiyat Ödülü ile ilgili soru yağmuruna tuttu.
Çok
neşeli olduğu görülen ve sorulara zaman zaman esprili yanıtlar veren Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülünün hayatında ekonomik olarak bir değişiklik yaratıp yaratmayacağı sorusuna, ödülün hayatında ekonomik olarak değişiklik getirdiğini, ancak bunun dışında yaşantısında değişiklik olmayacağını söyledi. Pamuk, "Benim için bu ödülü almak çok büyük bir onur. Belki de hayatımdaki en güzel bir-iki şeyden biri" dedi.
Pamuk, bir basın mensubunun kendisini Rus yazar Dostsyevski ile karşılaştırması üzerine, "Benim stilim ile Dostyevski'nin stili arasında hiçbir benzerlik yok. Benim kitaplarım film yapılmadı. Yapılmasını da istemiyorum şimdilik. Yazarlıktan başka hiçbir ortak özelliğimiz yok" dedi.
"HER ŞEYİ YAZIYORUM"
Kitapları ve yazarlığına ilişkin birçok soruyla karşılaşan Pamuk, "Yazmak benim karakterim. Neredeyse her şeyi kendime göre yazmak, tekrar yorumlamak, şekillendirmek, iletmek. Bu, benim varoluş nedenim neredeyse. Her şeyi yazıyorum" diye konuştu.
"Şu anda daha çok İran edebiyatıyla ilgilendiğini" kaydeden Pamuk, büyüklerin çocuklarına günümüzde "Benim oğlum paşa olacak" ya da Batı kültüründe buna benzer başka şeyler söylediklerini belirterek, "Bana daima ne zaman Nobel'i alacaksın diye sorarlardı. Aldım, kimse bana artık bu soruyu yöneltemez" diye konuştu.
Orhan Pamuk, Türkiye'deki değişim süreciyle ilgili gelişmelerden umutlu olduğunu, edebiyata ilginin son birkaç yıldır eskiye oranla arttığını ifade etti.Pamuk, "edebiyatın gücüne" ilişkin bir soruya ise "Edebiyatın gücü kitap ve kalemdir. Edebiyat; anlayabilmek, konuşabilmek, eğlenebilmek, yaşayabilmektir. Anlayabilmek ve anlatabilmektir. Onu yaşayamıyorsan, onun hiçbir gücü yoktur" karşılığını verdi.
Orhan Pamuk, yine sorular üzerine, AB-Türkiye ilişkilerinin mevcut durumunun kendisini "üzdüğünü" söyledi.
Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin her iki tarafın da yararına olacağını, ama üyelik süreci konusunda kötümser olduğunu belirten Pamuk, "Bu beni şu günlerde üzen bir konu. Ve bu benim şu günlerde yapabileceğim en eleştirel yorum" dedi."Avrupa ve Türkiye'de heyecan maalesef kayboldu. Bu da beni üzüyor" diyen Pamuk, "Eğer Türkiye AB'ye katılırsa, bu AB için iyi bir şeydir. Ve Türk demokrasisi, ekonomi ve halk için de iyidir. Bütün dünya için iyidir" dedi.Türkiye'nin AB'ye katılmasının "uygarlıklar arasında bir çatışma değil, uyum olduğuna dair bir örnek teşkil edeceğini" belirten Pamuk, Papa 16. Benediktus'un Türkiye ziyaretiyle ilgili bir soruyu ise "İyi geçti, artık bundan söz etmeyelim" diye yanıtladı.
Orhan Pamuk yarın İsveç Kraliyet Bilimler Akademisinde kitabından bir bölümü okuyacak. 10 Aralık ödül törenine kadar İsveç'in edebi ve entelektüel çevrelerinin düzenlediği davetlere katılacak.Türkiye Büyükelçiliği de Pamuk onuruna bir yemek verecek.
|