| |
|
|
7 senelik tuzağa düştük
Köşe yazarlarımız Avrupa Birliği tarihçesini bilmeden garip yazılar yazıyor. Şunu hemen belirteyim, Kıbrıslı Rumların, "Kıbrıs Cumhuriyeti" adı altında AB'ye "Tam üye" olmasının yolu 1999'da Helsinki'de açıldı ve 2000'de Nice'te karara bağlandı. Yani Türkiye'nin AB ilişkilerinde bugün gelinen nokta, o günden belliydi. Şunu söyleyeyim, AB üyeleri bu kararı Türkiye'nin AB yoluna taş koymak için bile bile yaptı. Bugünkü duruma gelince... Avrupa biliyor ki, seçim senesinde Türkiye'nin Kıbrıs'la ilgili radikal bir karar alması mümkün değil. Bunu da Türkiye aleyhine kullanıyorlar. 18 ay ara bir anlamda "Seçim molası." Ancak AB burada da "Net değil." 18 aylık mola nasıl bitecek belli değil. Bunun sona ermesi için yine oybirliği mi gerekecek, netleşmedi. Bu 18 ay içinde müzakerelerin açık olan başlıkları ne şekilde devam edecek ya da edecek mi o da belli değil. Ortada büyük belirsizlikler var. Ancak bilinen şu ki, ABD yine devrede. Başkan Bush'un yapacağı birkaç telefon görüşmesi bazı "yumuşamalar" sağlayabilir. Bunun yanı sıra AB içinde de tavır farklılıkları var. İskandinav ülkelerinin bazıları, İngiltere, bir miktar İtalya ve İspanya "Alman-Fransız Cephesi"nin fikirlerine tam olarak katılmıyor. Görünen o ki, AB cephesi kendi kamuoyuna oynuyor, Türkiye cephesi de iç politikadan kaynaklanan nedenlerle hareket edemiyor. Bunun buraya geleceği 1999 Helsinki'den bu yana belliydi. O günün tuzağına 7 yıl sonra düştük.
|