|
|
Müjdat Hoca'nın dili sürçtü (umarım)!
Böyle şeyler hepimizin başına gelebiliyor. Bazen o kadar heyecanlanıyoruz ki, aslında düşünmediğimiz veya düşünüp dillendirmekten korktuğumuz bazı fikirlerimizi söyleyebiliyoruz. Sanırım Müjdat Gezen Hoca'nın da dün GÜNAYDIN'da yayımlanan röpörtajında benzeri bir durum meydana geldi. Görünüşe göre Buge Cankat arkadaşımızın şirinliği ve tarzı, Gezen'i bir hayli coşturmuş ve benim kendi adıma çok talihsiz bulduğum şu cümleleri sarf etmiş: "Sinemaya çok sıcak bakıyorum ama koşullar el vermiyor. Ama bir filmde oynayamadığıma pişman oldum. Memduh Ün'ün son filmlerinden biriydi; 'Zıkkımın Kökü'. Doktorum hastalanırsın dedi; ben de korktum çekimlere gidemedim. Menderes Samancılar oynadı ve benim yerime 'Yılın En İyi Aktörü' ödülünü aldı. Gene başka bir hikaye daha var öyle, onda da benim yerime bir başkası oynadı o da ödül aldı. Roller çok güzeldi ama koşullar uymadı." Müjdat Gezen, kurduğu Sanat Merkezi'nde oyuncu yetiştiriyor. Hatta New York'un önemli eğitim merkezlerinden Actor Studio'nun da Türkiye temsilcisi. Şunu çok merak ediyorum, oyuncu adayı öğrencilerine "İyi oyuncu ve performans yoktur, iyi yazılmış rol vardır, o rolü de kim oynarsa ödülü alır" mesajı mı vermektedir? Onun gibi yıllarını bu işlere vermiş, sonra akademisyenliğe soyunmuş biri, böyle bir lafı nasıl söylemiş hiç ama hiç anlamadım. Bu laf bence Menderes Samancılar'a da hakaret gibi. Yani "Sen oynadın aldın ödülü, ne varmış sanki kuş mu kondurdun? Ben de oynasam alırdım..." Tuhaf... Çok tuhaf. Çok narsist bir yaklaşım... İyi yazılmış rol tabii ki önemlidir ama aynı rolün iki farklı yorumundan biri ödüllük olabilir, diğeri olmayabilir. Hiç oyunculuk eğitimi almadım ama bu kadarını bilecek kadar kültüre sahibim. Genç oyuncu adayları, bence hocanızın söylediği bu talihsiz cümleleri kayıtlardan çıkarın!
|