|
|
Boşuna ellerinizi ovuşturmayın
RTÜK, televizyon kanallarının yöneticileriyle yaptığı toplantıda kadın programlarıyla ilgili bir anketin sonuçlarını açıkladı. 11 il merkezinde 609 kadın ve erkeğin katılımıyla gerçekleştirilen ankette katılımcıların yüzde 70'i kadın programlarını izlediğini, bunlardan yüzde 73'ü de söz konusu programları beğendiğini ifade etmiş. Bu sonucu duyunca ilgili program yöneticileri hemen telefona sarılıp, beni aradılar. "Bak gördün mü? Millet beğeniyor. Sana ne oluyor ki?" demek için... Ama elleri ovuşturmadan önce bu rakamları iyi analiz etmekte fayda var. Bir kere televizyon izleyicilerinin yüzde 70'inin bu programları izliyor olması, yapımcılarına iki katı fazla sorumluluk yüklüyor. Üstelik yarının nesillerine ilk eğitimi verenin, onlara şahsiyet kazandıranın anneler yani "kadınlar" olduğunu düşünürsek, bu sorumluluk katsayısı artıyor. İşte bu nedenlerle "kadın programı yapmak" her şeyden önce sorumluluk ve toplumsal kaygı gerektiren bir mesaiye dönüşüyor. Bu ankette asıl dikkat edilmesi gereken, kadın programlarını izleyenlerin yüzde 48'inin faydalı bulmadığı halde, "alternatif olmadığı için" bu programları izlediklerini ifade etmiş olmaları. RTÜK araştırmasında bunun temel sebebinin ulusal bazda en çok izlenen kanallarda aynı saatlerde aynı tür programların yayınlanıyor olması gösteriliyor. Bu durumda izleyici gündüz saatlerinde hangi büyük kanalı açarsa açsın, karşısına mutlaka bu tür bir program çıkıyor. Tıpkı elektrikler kesildiğinde hâlâ kapkara televizyon ekranına bakmaya devam etmemiz gibi, izleyici ne seyrettiğinin farkına varmadan sadece bir "refleks" gösteriyor... Benim için asıl düşündürücü olan ise beğensin ya da beğenmesin, insanlarımızın yüzde 70'inin bu tür programlara ilgi gösteriyor olması. Özellikle kadın programı izleyicilerinin beğeni eşiğinin bu denli düşük olması, kaliteyi talep etme konusundaki bu isteksizlikleri ve tembellikleri korkarım, gelecek nesilleri tehdit eden en büyük felaketimiz olacak... Bu gerçeğe rağmen hâlâ "Ne yapalım, halk bunu istiyor" paravanının arkasına saklananlara ise sadece "Pes" diyebiliyorum!..
|