Yetenek ekonomisi
Sekiz yıldır insan kaynakları, takım oyunu, yaratıcılık ve yetenek yönetimi ve ekonomisi, yeni kurumsal kültür oluşturulması konusunda çalışmalar yapıyorum büyük şirketlerde. Yeteneğimizi ortaya çıkarmak için, yatkın olduğumuz yanı saptadıktan sonra hayata geçirmeyi öğrenmek zorundayız hepimiz. Bunu becerebilen insanlar kendi yeteneklerinin tadına varıyor, onu geliştiriyor, cilalıyor, parlatıyor ve sürekli değiştiriyor, yeniliyor.
RESME BAKMAYI BİLMEK Bir dalda ustalık kazanman başka dallarda da kendini sınaman ve yeteneğinin sınırlarını genişletmek zorunda olduğun gerçeğiyle yüz yüze bırakıyor seni. Özellikle yeni nesil işadamları arasında iyi eğitim almış, vizyonu olan insanlar var. Hepsinin işlerinin dışında yeteneklerini geliştirdikleri bir alan var. Örneğin Güler Sabancı benim çok sevdiğim bir dostumdur. Bana resim dersi aldığını söylediğinde "Resim yapmak için vakit bulabilecek misin?" diye sordum. O da "Evet, vakit buldukça resim yaparım ama benim için önemli olan şu: Resim konusunda yeteneğim olduğunu anladığım andan itibaren o yeteneğe emek vermem gerektiği sorumluluğuyla karşı karşıya kaldım. Resim yapmasam bile, bir resme nasıl bakılacağını bilmem, resim ve sanat tarihinin bilincinde olmam gerektiğini düşündüğüm için resim dersi alıyorum... İlla resim yapacağım diye değil, iyi bir resmin iyi bir bakıcısı, izleyicisi olmak için..." dedi.
MERAK ETMELİYİZ! Söyledikleri çok hoşuma gitmişti. Gizli kalmış yeteneklerini keşfedersen, onları geliştirmeye çalışırsan, yaptığın işte de çok başarılı hale geliyorsun. Farklı konulardaki yeteneklerin birbirlerini destekleyen beyin cilaları haline geliyor. Ve o zaman yaratıcı düşünmeye başlıyorsun. Diyorum ki: "Merak etmeliyiz!.. İçimizde bizi bilmediğimiz denizlere sürükleyecek, büyük maceralar yaşatacak ne gibi yeteneklerin saklı kaldığını, bilinçaltımızı deşerek ortaya çıkarırsak ve onları kullanırsak, yaşamımız daha keyifli ve başarılı geçecek..."
YETENEK AVCISI Peki ben ne yapıyorum? Hem başkalarının, hem kendi yeteneklerimin peşinde dolaşan bir avcıyım. Nasıl mı?.. Kendimden başlayarak birçok insanı eğittim, yaşamla kucaklaşmalarını sağladım... Önce kendileriyle barıştırdım onları. Bilgiyi paylaşmaktan, tartışmaktan büyük bir zevk alıyorum. İki tür eğitim çalışması yapıyorum, işlerimden dolayı. Ya genç oyuncuları, yazarları eğitiyorum ya da profesyonel iş hayatındaki insanlara eğitim veriyorum. İkisi de hem birbirinden çok ayrı dallar hem de büyük yakınlıklar içeriyorlar.
ORTAK AKIL OLUŞTURMAK İş hayatından insanlarla yaptığım çalışmalarda ortak akıl oluşturmak, kendini yenileyebilmek, derinlik sağlayabilmek, yeni kurum kültürleri yaratmak, işte tırmanma ipleri örmek için bakışlar oluşturuyor ve yaşama geçiriyorum. Beni eğitim ortağı olarak kabul ediyorlar. Ekonomi ve iş yönetimi bilgim, sanatçı yanım ile onların kendilerini geliştirme ve iş hayatından tat alabilme arzularını birleştiriyoruz. Standart sapmalardan sakınabilmenin yollarını araştırıyoruz. Neyi, ne şekilde, doğru olarak ölçebiliriz gerçeğinin peşinde dolaşıyoruz. Çünkü inanıyorum ki ölçemediğini yönetemezsin. Ne sanatta ne de iş hayatında. Genç oyuncularla da usta-çırak ilişkisi içinde çalışıp, yeteneklerini nasıl yaratıcı enerjiye dönüştürüp, hangi yöntemlerle kullanabileceklerini araştırıyoruz. İyi oyunculuğa giden yolda ustaların deneylerinden, bilgilerinden yararlanıp her oyuncu kendi bakışını, yöntemini, üslubunu oluşturmak zorundadır. Her iki tarafta da bilgilerimi yeniliyorum, besleniyorum ve her gün kendimi yeni baştan eğitiyorum. Sonuçta, özellikle iş dünyasında verdiğim eğitimlerde terecilere tere satıyorum.
KEŞFEDİLMENİN SIRRI Birçok farklı alanda kongre yöneticiliği, verdiğim konferanslar, work-shop'lar, "Ali Poyrazoğlu" ve "Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu" markalarını iyi yönetmem için bilgi birikimi ve deneyim sağlıyor. Geçenlerde genç bir gazeteci, Rabia Akbulut, 'yetenek ekonomisi' üzerine çalıştığını söyledi ve bana "İş, yetenek ve kültür ilişkisini nasıl koruyorsunuz? Şirketlerin içerisinde alt kademelere baktığımızda yeteneklerinin keşfedilmesini bekleyen birçok çalışan olduğunu görüyoruz... Ne yapmalıyız?" diye sordu... "Sanatın çeşitli dallarında da aynı şey söz konusu... Özellikle oyunculuk sanatında," dedim... "Peki onların ön plana çıkması için ne yapılması gerekiyor?" diye sordu. Ne mi yapılması gerekiyor? Haftaya...
|