|
|
|
|
|
|
'Artistlerin korunmaya ihtiyacı yoktur'
-Filme dönecek olursak, her şeyiyle içinize sindi mi Hayatımın Kadınısın? Tekrar çekme şansınız olsa yine böyle mi çekerdiniz bu filmi? - Sayfayı bir nokta koyup kapatmak, en hayırlısı sanırım. Yoksa son yazdığım cümleyi bile kapatmak mümkün değil. Her şeyiyle içime sinen film yapmak zor, belki birkaç film sonra. Film seyirci önüne çıktı dün, onun kendi yolculuğu başlıyor. Artık bizim müdahale edemeyeceğimiz bir yolculuk bu.
- Oyuncu seçerken nasıl bu kadar isabetli karar veriyorsunuz, nasıl oluşturuyorsunuz castınızı? -Yazarken aranırım ben. Ya da daha fikrimin ikinci gününde bir oyuncuyu düşünür ve onu da filme hazırlamaya başlarım.
- Türkan Şoray'ın kızını canlandıran Ezgi Mola çok sahici... Soyunması da gerçekten büyük cesaret göstergesi. Onu nasıl koruyacaksınız, hiç düşündünüz mü? - Artistlerin korunmaya ihtiyacı yoktur, merak etmeyin... Ezgi çok nitelikli bir yetenek. Çok yönlü rollerde izleyeceğiz gelecekte onu. Şimdi BKM'nin bir dizisinde, eli pipisinde bir mahalle çocuğunu oynayacak.
- Kader, Dondurmam Gaymak, İlk Aşk gibi ard arda yerli filmler giriyor vizyona, yerli filmler çoğaldı. Artık yaptığı işe daha evrensel bakan yeni bir Türk Sineması'ndan bahsedebilir miyiz, ne düşünüyorsunuz? - 2000'lerde Türk Sineması'ndan çok söz edilir oldu. Evrensel nitelikli bütün filmler, aslında yerel özellikler taşıyor. Japon, Danimarka, İran sinemaları dediğinizde bazı çok belirgin özellikleri hemen sıralayabiliriz. Kamera hareketlerinden, hikâyelendirmelerinden konuşabiliriz. Bizim sinemamız için bir yabancı gazeteci 'Hüzün sineması' demişti. Sanki doğru yakıştırma... Ben henüz tam bir tanım bulabilmiş değilim. Ama kimliksiz bir sinema bizimkisi genel olarak. 10 yıl içinde bir bütün tanımlama çıkacağını, büyük ödüller alacağımızı zannediyorum. Yeni yetenekler 'gürültülü' bir şekilde geliyor. Bu çok iyi, heyecan verici...
|
|
|
|
|
|
|
|
|