|
Bond artık centilmen değil aksiyon adamı
|
|
Bond cephesinde sayısız yenilik var. Bu 21. film, öncelikle Bond'un yeniden çevrilen ilk romanı. Sir Ian Fleming'in de ilk Bond macerası olan roman 1953'de yayınlanmış ve Bond efsanesini başlatmıştı. Ancak bu 'remake-yeniden çevrim' son derece yerli yerinde. Çünkü 1967'deki ilk film, romanın bire bir uyarlaması değil, tam bir Bond parodisiydi. Ve kahramanı ilk ve de son kez David Niven oynamıştı. Uzun bir aradan sonra gelen bu 21. filmde Bond, Daniel Craig gibi çok tartışılan bir oyuncu tarafından canlandırılıyor. Ama filmi izlerken, bu seçimin nedenleri anlaşılıyor. Çünkü Bond artık soğuk savaş yıllarında, en kibar biçimde ajanlık yapıp arada da güzel kadınlarla sevişen bir tür centilmencasus değil. O artık, 11 Eylül 2001 sonrasının dünyasında yepyeni kötülüklerle -örneğin dünya terorizminin servetini işleten esrarengiz bankerlerle- mücadele eden, bunu yaparken tam bir aksiyon adamı ve belki en önemlisi, artık en rahat ve vahşi biçimde öldüren bir post-modern kahraman. Film boyunca birçok kez ve en kanlı biçimde elini kana buluyor.
En romantik seri Yine dünyamızın Prag'dan Karlovy- Vary'ye, Uganda'dan Bahama Adaları'na çok çeşitli yerlerinde çekilen film, öncelikle bu çağdaşlık sosuyla dikkat çekiyor. Sonra aksiyon sahnelerinin baş döndürücü başarısıyla... Açılışta Afrika dekorundaki kaçıp kovalamaca ve finaldeki Venedik'te bir eski binanın yıkılması bölümleri, tek sözcükle görkemli. Bond, ünlü "Adım Bond... James Bond," sözlerini bu kez yalnızca bir kez ve finalde söylüyor. Geri kalan zamanın çoğunu, inanılmaz akrobasiler yaptığı tam bir aksiyon adamı olarak geçiriyor. Ve bu sahnelerde, Craig'in seçimi doğrulanıyor. Çünkü o neredeyse çirkin ama güçlü yüz yapısı, adaleli bedeni ve atak fiziğiyle bu sahnelere çok yakışıyor. Hatta 'baba' Sean Connery'den bile çok... Ama bunu 'kalpsiz' bir Bond ve duygusallıktan sıyrılmış bir macera sanmayın. Film, aynı zamanda en romantik Bond'lardan biri ve gerçek bir aşk hikâyesine dönüşüyor. Craig'le güzel yıldız Eva Green arasındaki uyum da filmin bu kısmını inandırıcı kılıyor. Gerisi? Gerisi bildiğiniz gibi. Belli bir İngiliz mizahı, lüks otellerde en iyi şampanyalar eşliğinde yenen yemekler, yeşil çuha masalarda şaşırtıcı etkinlikte poker sahneleri... M rolünde yeniden harikalar yaratan Judi Dench, Mads Mikkelsen'in unutulmaz kötü adamı Le Chiffre (ilk filmdeki Orson Welles'i bile unutturuyor!). Ve yine enfes bir jenerik ve egzotik ülkelerde nefis bir dünya turu. Daha ne istenir?
Casıno Royale * * * Yönetmen: Martin Campbell Senaryo: Neal Purvis, Robert Wade, Paul Haggis Görüntü: Phil Meheux Müzik: David Arnold Oyuncular: Daniel Craig, Judi Dench, Eva Green, Mads Mikkelsen, Giancarlo Giannini, Caterina Murino, Simon Abkarian/ Warner Bros filmi.
|