|
|
Adam gibi adamın filmi: Hayatımın Kadınısın
Ben İstanbul'da doğup büyümediğim için şehri hâlâ anlama, tanıma, dinleme serüvenim devam ediyor. Mersin'in varoşlarını, arka mahallelerini, ara sokaklarını, oralarda nasıl insanların yaşadığını, ne yiyip ne içtiğini iyi kötü bilirim. Ama İstanbul'un arka sokaklarını çözmek çok zor. Bazen Balat'ta ya da Kasımpaşa'da ilginç mahalleler görüyorum. Kocaman pencerelerinin önünde duran saksı çiçekleri, aşağı sarkan tertemiz çamaşırlar içeridekileri düşündürür. İstanbul sürprizlerle dolu. O temiz çamaşırların aslında kimin kirli çamaşırlarının üzerinde dalgalandığı bilinmez pek. İşte Uğur Yücel'in yeni filmi 'Hayatımın Kadınısın' bizleri Balat'ta bir eve götürüyor. Yücel, Tophaneli bir adamın, adam gibi bir adamın, büyük adam olma sürecini o kadar güzel yazmış ve oynamış ki, Uğur Yücel tartışmasız sinemamızın en büyüklerinden. Onunla aynı dönemde yaşıyor olmaktan ve üretiminin tanığı olmaktan çok keyif alıyorum. Aylardır televizyonda 'Aksak' kıvamında izliyoruz onu. Hafif aksıyor, zor bir lehçenin hakkını veriyor ve bir yandan da 'Aksak'ın karizmasını çizdirmeden onun aşık tarafını da anlatmaya çalışıyor. 'Aksak' çok alıştığımız bir figür. Yücel, aylardır beraber yatıp beraber kalktığı 'Aksak'tan kopup, 'Tophaneli' tiplemesine öyle bir konsantre olmuş ki gözlerinizi alamıyorsunuz beyazperdeden. Filmde öyle yepyeni bir karakter yok karşımızda. Muhsin Bey filmindeki Ali Nazik olgunlaşmış, aksanını yitirip bu arada biraz da Arabesk filmindeki gazino patronu tiplemesi ile de karışıp 'Tophaneli' olmuş. Ama 'olmuş'! Eğer otomobilinizde Iron Maiden, Blues Brothers (benim gibi) CD'lerinizin yanında bir de zulada Orhan Gencebay CD'si var ise bu filme ve filmin mükemmel Orhan Gencebay şarkısı 'Akşam Güneşi' eşliğindeki İstanbul görüntülerine bayılacaksınız. Orhan Gencebay'ınız yoksa da seversiniz 'Hayatımın Kadınısın'ı, durum çok gerçek. Sanki Balat'a koşsak tüm bu filmdeki hayali kahramanlarla karşılaşma şansımız var gibi... Casting süper. 'Hırsız- Polis'te hayran olduğum Ezgi Mola'nın çok büyük olacağı belli, Ali Desidero (Yıldırım Memişoğlu) tek kelimeyle mükemmel, filmin küçük bir sahnesinde yer alan Binnur Kaya da bence gelecek 5 yılın komik kadını. Kendine yazılan minicik rolde öylesine coşmuş ki bayılacaksınız... Biraz da sanki Türkan Şoray'a saygı filmi izlenimi veren filmde, Şoray da bu mükemmel kadroya ayak uydurabilmek için elinden geleni yapıyor. Film finalde biraz kayboluyor ama yine de final jeneriği akarken ağzınızda fon müziği Orhan Gencebay olan bir başka İstanbul tadı bırakıyor... Film, Uğur Yücel için de Türk sineması için de bir başyapıt değil ama izlemekten keyif alacağınızı düşündüğüm bir film. Bence filmin gerçek büyük keşfi: Ezgi Mola. Kendisine kıyak geçmek istedim. Bence filmin gerçek büyük keşfi: Ezgi Mola. Kendisine kıyak geçmek istedim. Bence filmin gerçek büyük keşfi: Ezgi Mola. Kendisine kıyak geçmek istedim. Bence filmin gerçek büyük keşfi: Ezgi Mola. Kendisine kıyak geçmek istedim.
|