|
|
Peki ya kadın hayatını yaşamak isterse?
20-30 yıl evliliğin ardından "Sıkıldım! Çok çektim! Yoruldum! Artık hayatımı yaşamak istiyorum!" diyerek evden ayrılan erkeklerin sayısı artmaya başladı. Belki hep vardı bu sıkılmalar da, erkekler şimdiki kadar cesur değildi; erteleniyordu hayaller, düşüncede kalıyordu yaşamak istenenler... Ya da erkekler kendilerine, yani cinselliklerine güvenemiyor, genç bir kadını mutlu edemeyeceklerini düşünüyorlardı. Viagra'ların etkisiyle güvenleri tazelendi, icraatları artınca da 'hodri meydan!' dediler: "Yaşasın yeni bir aşk, yeni bir kadın!" Olabilir...
BAŞINI ALIP GİDEBİLİR İnsan ömür boyu hep aynı kadını, erkeği sevecek değil ya... Aşık olunmuşsa ve bu aşk bütün duyguların önüne geçmişse, birileri mutlu olurken birileri üzülecek elbet! Anlayabiliriz. Hayat geçip gidiyor. Ertelenenleri gerçekleştirecek zaman giderek daralıyor. Yaşanmadık şeyleri yaşamak için sabırsızlanılıyor. Kimileri 'aşk aşk' diye yanıp tutuşurken, Eros'un oklarını yakalama şansı bulanların, bunu değerlendirmelerine kızabilir miyiz? Yazarın da dediği gibi, 'Yüreğin götürdüğü yere' gitmek lazım. Ama... Bu hakkı sadece 'erkek' cinsine tanıyıp, diğerini 'kadın' olduğu için yargılarsak; 'anne' olmanın bu tür şeyler için imkansız olduğunu var sayarsak, bunun adına ne denir? İnsanca duygular insana hastır. "Kadın hakları da neymiş, insan hakları esastır" diyenler mesela, bu konuda ne söylemek isterler? Hani her türlü ayrımcılığa karşı olanlar... Demem o ki; erkeğin sıkılma hakkı varsa, kadının da vardır. Kadın da bir gün alıp başını gitmek isteyebilir. Yeni bir aşk yaşamak isteyebilir.
DEVRİMDEN YANAYSAK Kocadan daha çok sevip, mutlu edecek bir erkekle karşılaşabilir. Aşk olmadan da yalnız kalmak isteyebilir. Bu durumda, sıkılıp evden ayrılan erkeklere gösterdiğimiz anlayışı kadınlara da göstermemiz gerekir. Aradığını bulamayıp evine dönen erkeğe tanıdığımız hoşgörüyü kadına da göstermemiz gerekir. Devrimden yanaysak eğer, ayrımcılık yapmamak gerekir. Haklısınız, bu ayrımı yapanlar aslında kadınlar... Erkekleri tepelerine çıkaran, kendilerini paspas gibi erkeğin önüne atan kadınlar... Onlara daha çok diyeceklerim var. Özellikle de kendi hayatlarını bırakıp, başkalarının aşklarına sahip çıkan kadınlara... Ne zamana? Salıya...
|