|
|
'Satılık kent'te film festivali
Birkaç gündür "Altın Kaz Film Festivali" için Kars'tayım. Kars Anadolu'yu, Antalya ve Adana'dan sonra sinemayla buluşturan üçüncü kent olma iddiasında... Gerçekten de iddialı... Çünkü, Karslılar bu festivalle sadece Türkiye'de son bir yılda çekilen filmleri değil, Avrupa sinemasının seçkin örneklerini de izleme şansı yakaladı. Türkiye'nin Oscar adayı Dondurmam Gaymak, Kader, Takva, Cenneti Beklerken, Sabun Köpüğü, Emret Patronum, Beş Vakit gibi yerli ve yabancı filmleri izlemek; Hülya Koçyiğit, Tuncel Kurtiz, Derviş Zaim, Güven Kıraç, Vildan Atasever ve Mehmet Ali Nuroğlu gibi isimlerle birlikte olmak, Doğu'nun sınır kenti Kars'ta yaşayanlar için önemli bir fırsat ve şanstı. Nerden nereye... Çok değil, 15 yıl önce gazete manşetlerine "satılık kent" olarak geçen Kars'ta yaşanıyor bu anlattıklarımız. Kars'ta yaşanan değişim elbette sadece sinemayla ilgili değil. Kent içi yollardan kanalizasyona, içme suyundan çocuk parkına, son birkaç yılda inanılmaz işlere imza atılmış. Özellikle yüzyıllardır ihmal edilmiş tarihi eserlerle ilgili çalışmalar dikkat çekici. Yok olmaya yüz tutmuş onlarca tarihi eseri kuşatan gecekondular yıkılmış; eserler restore edilerek gün yüzüne çıkarılmış... Deyim yerindeyse tam bir "mucize" yaşanıyor Kars'ta. Bu mucizeye imza atansa genç bir adam: Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu. Aslında Kars'ı "satılık kent" yapan, en yoğun göç veren iller arasına sokan gerçek ne yazık ki fazla değişmemiş. Ticari hayat durma noktasında.. Sanayi deseniz, doğru dürüst tek fabrika yok.. İşsizlik halkın en temel sorunu... Ve en önemlisi işsizlik öylesine etkili ki, Kars Belediyesi Personel Müdürü, belediye binasının giriş kapısına şöyle bir yazı asmak durumunda kalmış: "İçişleri Bakanlığı'nın 200665 nolu genelgesi doğrultusunda belediye ve bağlı kuruluşlarına kesinlikle yeni personel alınmayacaktır." İşte böylesine ciddi sıkıntıların yaşandığı bir kentte; belediye başkanı tüm gücünü ve olanaklarını kullanarak bir yandan altyapı sorunlarını çözmeye, tarihi eserleri ortaya çıkarmaya çalışıyor, diğer yandan da kenti kültürel etkinliklerle ilgi odağı yapmaya... Amaç, sanayisi olmayan, ticareti durma noktasına gelen Kars'ı, bir turizm ve kültür kentine çevirerek yaşatmak. Bugün gelinen noktayı Alibeyoğlu şöyle açıklıyor: "Türkiye'nin 'en yoğun göç veren ili' Kars, son yıllarda 'göç vermeyen il' haline geldi. Yaşanabilir bir kent yapmak için kendi olanaklarımızla önemli işler yaptık. Bugün İller Bankası'ndan en az yardımı alan illerden biriyiz. Eğer ticari hayat böyle devam ederse Kars yeniden göç veren kentler arasına girecek. Bu gerçeği herkesin bilmesi gerekiyor."
|