|
|
|
Slogan atışması
Ecevit'in cenaze töreninde "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganı Başbakan ve CHP lideri Baykal'ı karşı karşıya getirdi.
Erdoğan: Yıllarca milletimizi kelimelerle meşgul ettiler. Ülkemizi germeyelim. Kamplaşmalar yaratmayalım.
Baykal: Başbakanı karşılarında görünce birden 'Türkiye laiktir laik kalacak' deme gereğini duyuyorlar. Başbakan soruyor, 'kime söylüyorsunuz' diye. Sana söylüyorlar sayın başbakan.
***
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, laiklik eleştirilerine üstü kapalı bir şekilde karşılık vererek, "Yıllarca milletimizi kavramlarla, kelimelerle meşgul ettiler. Bu kavram ve kelimeler benim ülkemi büyütmedi, benim fakir fukaramı, garip gurebamı zengin etmedi. Tersine bu kavram ve kelimelerle, içeride gerginliklerin, piyasaların altüst olduğunu gördük" dedi . Erdoğan,
partisinin Grup toplantısında yaptığı konuşmada, hafta sonu gerçekleştirdikleri ikinci büyük kongreyle Türk siyasetine taşıdıklarını belirttiği ciddiyetin ve yeni ufukların bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.
"Bizim rotamızın esası millete hizmettir" diyen Erdoğan, Türkiye'ye hizmete, ülkenin aydınlık geleceğini tesis etme amacıyla devam edeceklerini belirtti. Erdoğan, genç bir siyasi parti olmalarına karşın, kendilerini yenilemeyi, geçen zamanların muhasebesini kılı kırk yararak yapmayı bir zorunluluk olarak gördüklerini, çünkü dünyayla birlikte Türkiye ve Türk insanının ihtiyaçlarının da değiştiğini belirtti.
AKP'NİN GENÇ VE KADIN TEMSİLİNDEKİ FARKI
Kongrede yenilenen parti MKYK'sının da bu anlayışlarını yansıttığını kaydeden Erdoğan, gerek seçilme yaşı olan 25 yaş grubunu temsilen 2 ismin MKYK'da yer alması, gerekse kadın temsilinde Türk siyasetine örnek olacak bir durumun ortaya çıktığını söyledi. Erdoğan, "İşte AKP farkı budur" dedi.
AKP OYUNA GELMEYECEK
Başbakan Erdoğan, bununla yetinmeyeceklerini belirtirken, laiklik başta olmak üzere kendilerine yönelik eleştirileri şöyle yanıtladı: "Bugün Türkiye 4 yıl öncesinin o karanlık, krizlerle sarsılan, umutsuzlukla yoğrulan Türkiyesinden çok uzak farklı ve çok daha aydınlıktır. Kimse hedef saptırmak yoluna gitmesin. Bazıları çıkıp 'bunalımlı dönemden sonra oluşan olumlu dönemler sanaldır, yapaydır' şeklindeki yaklaşımlarla, kimse toplumu aldatmaya kalkışmasın. 4 yıl dile kolay. Bunlar durup dururken olmadı. Madem bu kadar mahirdiler niçin bu ülkeyi yıllırca, onyıllarca çile içinde yaşamaya mahkum ettiler. O kuyruklarda hep beraber günlerimizi gecelerimizi geçirdik. Gerek ekonomik gerek dış itibar açısından parlak bir geleceğin eşiğindeyiz. En büyük sıçramayı gerçekleştirmenin önünde hiçbir engel göremiyorum. Bizi millet olarak bundan alıkoyacak bir şey varsa o da gereksiz tartışmalarla, içe kapanarak, enerjimizi geçmiş dönemde olduğu gibi boşa harcamaktır. Şu anda milletin kubbesinin altından millete sesleniyorum. Yıllarca milletimizi kavramlarla, kelimelerle meşgul ettiler. Bu kavram ve kelimeler benim ülkemi büyütmedi. Bu kavram ve kelimeler benim demokratik yaşamıma zenginlik katmadı. Benim garip gurebbamı zengin hale getirmedi. Bunlarla içeride gerginlikler, piyasaların altüst olduğunu gördük. Bundan dolayı da hep dertliyiz. Gelin enerjimizi boşa harcamayalım, ülkemizi germeyelim. Bu kavramlarla, kamplaşmalar yaratmayalım. Milli meselelerde ortak olmamız gerekirken buralardan birilerine çıkar, menfaat sağlamanın yolunu açmayalım. Bu kavramlarla ülkemizde ötekiler, diğerleri gibi buna benzer bir yapılanmaya izin vermeyelim. Biz bu kelimelerin, kavramların kavgası içinde AKP olarak yer almayacağız ve bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bu ülkeye, bu millete bir daha yıllarını kaybettirmeyeceğiz. Kayıp yılları telafi etmenin ne kadar zor ve bedeli ağır olduğunu tecrübe ettik Bir daha böyle dönemlerin yaşanmasına müsaade edemeyiz."
BAYKAL: SANA SÖYLÜYORLAR SAYIN BAŞBAKAN
Öte yandan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ecevit'in cenaze töreninde "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganı atılmasına Başbakan Erdoğan'ın uygunsuz bir üslupla yanıt verdiğini kaydederken, "Başbakanı karşılarında görünce birden 'Türkiye laiktir laik kalacak' deme gereğini duyuyorlar. Başbakan soruyor, 'kime söylüyorsunuz' diye. Sana söylüyorlar sayın başbakan" dedi.
Baykal, cenazede toplumun cumhuriyete ve onun değerlerine sahip çıktığını, bunu kimsenin ittifak arayışı, solda birleşme gibi bir arayış olarak değerlendirmemesi gerektiğini belirtirken, "Kimse bu olaydan kendi özel hesabına pay çıkarmaya çalışmasın. Türkiye kendisini savunuyor, cumhuriyet kendisini savunuyor. Kimse bu sürecin karşısına çıkmasın, kimse bu süreci çarpıtmaya çalışmasın" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ecevit'in cenaze töreninde "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganı atılmasına Başbakan Erdoğan'ın uygunsuz bir üslupla yanıt verdiğini kaydederken, "Başbakanı karşılarında görünce birden 'Türkiye laiktir laik kalacak' deme gereğini duyuyorlar. Başbakan soruyor, 'kime söylüyorsunuz' diye. Sana söylüyorlar sayın başbakan" dedi. Baykal, cenazede toplumun cumhuriyete ve onun değerlerine sahip çıktığını, bunu kimsenin ittifak arayışı, solda birleşme gibi bir arayış olarak değerlendirmemesi gerektiğini de ifade etti.
Deniz Baykal, konuşmasına başlamadan önce herkesi CHP'nin üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit anısına bir dakikalık saygı duruşuna çağırdı. Saygı duruşunun ardından konuşmasını yapan Baykal, geçen hafta Türkiye'nin hem duygusal, hem tarihi, hem de siyasal olarak çok önemli olaylar yaşadığına işaret etti.
TOPLUMSAL VİCDANIN VE BİLİNCİN ŞAHLANIŞI
Baykal, Bülent Ecevit'in saygın, dürüst, onurlu bir devlet adamı olduğunu, siyasal yaşamda, türk insanının bilincinde, bilinç altında, duygu dünyasında çok özel bir yeri olan, çok özel bir insan olduğunu vurguladı. Ecevit'in yaşamı ve ölümünün herkes için önemli derslerle dolu olduğunu, Ecevit'in cenazesindeki büyük toplumsal hareketlenmenin arkasında ne yatıyor sorusunun mutlaka yanıtlanması gerektiğini dile getiren Baykal, şöyle dedi:
"Ecevit'in ölümüyle birlikte onun yaşamında sahip çıktığı, dile getirdiği bütün değerli ilkeler, sergilediği örnek yaşam biçimi, O'nun ahlakı, yurtseverliği, halkçılığı ve Türkiye'nin bağımsız bir ulus olarak yaşama kararına sahip çıkışı, dış baskılar karşısında daima onurla direnmiş olması, O'nun bütün toplumun kalbindeki yerinin bir kez daha hatırlanmasına, bu yönüyle sahiplenmesine neden olmuştur. Yaşanan olay sadece bir cenaze töreni değildir, toplumsal vicdanın ve bilincin şahlanışıdır. Ecevit'in cenazesinde Türkiye, sorgulanmak istenen değerlerine bir kez daha sahip çıktığını gösterme fırsatı yakalamıştır. Ecevit'in ölümü Türkiye'ye, kendisine güven duyması gerektiğini, Türkiye'nin gerçek kimliğinin ne olduğu konusunda kesinlikle şüphe duymaması gerektiğini düşünmeye bir vesileye dönüştü. Bu Ecevit'in son hizmetidir."
HERŞEYİ SÖYLEMENİN ZAMANI VAR
Baykal, cenaze öncesinde bir çok çevrenin telaşlandığını, provakasyon söylemi ortaya atıldığını kaydederken, bunun belki suçluluktan kaynaklanan bir tabloyu ortaya koyduğunu söyledi. Ancak herkesin Türkiye'nin ne istediğini bildiğini gördüğünü ifade eden Baykal, "Bütün Türkiye ayaktaydı. Toplumun tüm kesimleri bir büyük bütünlük, beraberlik sergilediler" dedi. Bu tablodan bazılarının tedirgin ve rahatsız olduğunu, cenazeye katılanların Türkiye'nin siyasi kimliğiyle ilgili söyledikleri sözlerin bazılarını rahatsız ettiğini anlatan Baykal, Başbakan Erdoğan'ın partisinin 2. Olağan Kongresi'ndeki sözlerini anımsatarak şöyle dedi: "Neymiş, cenazede biraraya gelen insanlar 'Türkiye laiklitir laik kalacak' demiş, ısrarla söylemiş, bundan birileri çok rahatsız oldular, bu rahatsızlıklarını da çok uygun olmayan bir üslupla futbol maçlarındaki fanatik söylemlere benzeretek küçümsemeye çalıştılar. Bu ilk kez olmuyor. Daha önce de Danıştay saldırısı sonucunda yaşamını yitiren yargıcın cenazesinden sonra sayın başbakan çok büyük bir tepki içine girmişti. Bunu anlamak mümkün değil. Türkiye'nin laik olduğu anayasının pek çok maddesinde yer alıyor. Bu hepimizin ortak anlayışıdır. Elbette Türkiye Cumhuriyeti'nin başka nitelikleri de vardır. Ama bunların arasından niçin laiklik söyleniyor tepkisini anlamak mümkün değildir. Şimdi laikliğin cumhuriyetimizin diğer nitelikleri gibi çok önemli olduğunu söylemeyi gerektiren bir durum vardır. Herşeyi söylemenin bir zamanı vardır. Şimdi laikliği söylemenin zamanıdır. Çünkü başta başbakan olmak üzere AKP iktidarı Türkiye Cumhuriyeti'nin bu temel niteliğini tehlikeye sokmaya başlamışlardır. Bu bilinçli bir politikadır."
SANA SÖYLÜYORLAR SAYIN BAŞBAKAN
Baykal, Erdoğan'ın başbakan olmadan önce "Laiklik laiklik diyorlar, halk istemezse laiklik olmaz" diyen, "Gerekirse papaz elbisesi giyerim amacıma giderim" diyen kişi olduğunu, başbakanın ve iktidarının söylem ve uygulamaları karşısında toplumun bu tepkiyi gösterme ihtiyacı hissettiğini belirtirken, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakanı karşılarında görünce birden 'Türkiye laiktir laik kalacak' deme gereğini duyuyorlar. Başbakan soruyor, 'kime söylüyorsunuz' diye. Sana söylüyorlar sayın başbakan, sana söylüyorlar. Senin milli eğitim bakanına, senin başbakanlık müsteşarına, senin iktidarına, senin yaptıklarına söylüyorlar, senin yapacaklarına söylüyorlar. Bizzat başbakının bu olay karşısında rahatsız olması asıl düşünülmesi gereken bir olayı ortaya koymalıdır. Niçin sen rahatsız oluyorsun. Sen de gerçekten Türkiye laiktir diyebiliyorsan sen de bununla iftihar et, mutlu ol."
TÜRKİYE'NİN LİDERİ OLUNAMAZ
Baykal, AKP'nin 2. Olağan Kongresi'nde Erdoğan'ın "Türkiye Lideri" olarak tanıtıldığını anımsatırken, "Cenaze töreninde Türkiye'nin lider adayını şemsiye altında gördük" dedi. Ecevit'in cenaze töreninde ilk kez yeni bazı uygulamaların ortaya çıktığını dile getiren Baykal, "Başbakan ve bakanların şemsiye altında yağmur ve güneşten korumanın ötesinde toplumsal tepkiden koruyucu bir işlevi olabileceği de bu iktidar tarafından keşfedilmiş olduğunu gördük. Bu yaklaşımlarla cumhurbaşkanı olunur mu bilemiyorum ama Türkiye'nin lideri olunamaz" diye konuştu.
OYLA CUMHURİYETİ SAVUNACAĞIZ
Baykal, geçen yılın temmuz ayında herkesi Türkiye'ye sahip çıkmaya çağırdığını anımsatırken, cumhuriyete yönelik tehlikeye karşı Türkiye'nin sahiplenilmesini kurumlara bırakmadan, toplumun her kesiminin üstlenmesi gerektiğini ifade etti. Geçmişte kurumların müdahelesinin çok ciddi sıkıntılara yol açtığını kaydeden Baykal, "Oyla cumhuriyeti savunacağız" dedi. Bir vehim, bir taleş, bir paranoya içinde olmadıklarını, ama neyeti, arayışı, kadrolaşmayı, cumhuriyetle rövanş arayışının gizliden gizliye olmaktan da öte açıkça yapıldığını gördüklerini ifade eden Baykal, "Silahla, süngüyle değil, oyla çıkacağız, düşünceyle, siyasetle çıkacağız" dedi.
KİMSE BU SÜRECİ ÇARPITMAYA KALKMASIN
Baykal, bunun ittifak arayışı, solda birleşme gibi bir arayış olarak değerlendirmemesi gerektiğini dile getirirken, "Hepimiz, partiler, kurumlar, kişiler, liderler olarak bu olayın bir parçasıyız. Bu olaya zarar vermeden güçlendirerek, olayı kendi yararımıza, kişisel konumumuzun güvence altına alınmasına yönelik arayışlara indirgemeye kalkarsak işte o zaman ihanet etmiş oluruz. Kimse bu olaydan kendi özel hesabına pay çıkarmaya çalışmasın. Türkiye kendisini savunuyor, cumhuriyet kendisini savunuyor. Kimse bu sürecin karşısına çıkmasın, kimse bu süreci çarpıtmaya çalışmasın" diye konuştu.
(ANKA)
|