|
|
|
|
|
Sezer: Laiklik adam olmak demektir
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı'nda düzenlenen 10 Kasım Atatürk'ü Anma Programı'nda laiklik ve Avrupalılaşma konusunda ilginç mesajlar verdi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı'nda düzenlenen 10 Kasım Atatürk'ü Anma Programı'na Cumhurbaşkanı Sezer'in yanı sıra TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, kuvvet komutanları ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Sadık Tural katıldı.
Saygı
duruşu ve İstiklal Marşı sırasında seste yaşanan sorun ve aynı ayna iki İstiklal Marşı sesinin gelmesi davetlilere zor anlar yaşattı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Kurtuluş Savaşı'nın önderi, yurdumuzun kurtarıcısı, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük komutan ve devlet adamı Atatürk'ün doğumunun 125. ve aramızdan ayrılışının 68. yılında yüksek anısı önünde saygıyla eğildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Sezer, "Türk Ulusu, Atatürk'ü sonsuzluğa uğurladığı günün yıldönümünde, her geçen gün değerini daha çok anladığı Ölümsüz Önderi'ne gönülden bağlılığını artan bir sevgi ve saygıyla, büyük bir içtenlikle göstermektedir. Ölümünün üzerinden 68 yıl geçmesine karşın, Ulusumuz ile Atatürk arasındaki bağ daha da güçlenmiş, Yüce Önder, insanımızın gönlünde erişilmez ve dokunulmaz bir yer edinmiştir. O, her an dilimizde, yüreğimizde ve belleklerimizdedir" dedi.
Sezer, Atatürk'ün uluslaşma, uygarlaşma, çağdaşlaşma ve aydınlanmanın tümüne aynı anda ve ivedilikle çözüm bulunması gerektiğini bildiğini ve buna inandığını belirterek, Atatürk'ün her şeyin temeline laikliği yerleştirerek yola çıktığını söyledi. Sezer, "Çünkü, Yüce Önder, çağdaşlaşmanın da, uygarlaşmanın da, aydınlanmanın da, uluslaşmanın da anahtarının laiklik olduğunun bilincindedir. En kısa söyleyişiyle, O'na göre laiklik, "adam olmak" demektir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Sezer, Yüce Atatürk'ün Cumhuriyet'i "Türk Gençliği"ne emanet ederken anladığı gençliğin kendi deyişiyle, "bu inkılabın fikirlerini ve ideolojilerini benimseyip gelecek nesillere götürecek" her yaştaki gençler olarak tanımladığını ifade etti. Sezer, "Yüce Önder'e göre, 'yirmi yaşında bir yobaz, ihtiyar; yetmiş yaşında bir idealist ise zinde bir gençtir'" dedi.
Atatürk, bağımsızlık ve özgürlüğün ancak çok çalışarak sağlanıp korunabileceğini 'Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar" sözüyle ifade ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Sezer, "Ne var ki, küreselleşme olgusu, artık ulusları ve devletleri birbirine ekonomik düzeneklerle bağımlı kılmakta, sömürgeci güçler, silahla yapamadıklarını, ekonomik yoldan gerçekleştirmeyi başarmaktadırlar" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Sezer sözlerine şu şekilde devam etti, "Oysa, Yüce Önder'in şu sözleri önemli bir ders niteliğindedir: 'Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?... Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir."
Başbakan Erdoğan da istiklal mücadelesinin önderi, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Atatürk'ü, ebediyete intikalinin 68. yılında rahmet ve şükranla andıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin son yıllarda millet olarak sağladığı ilerlemeler, elde ettiği kazanımlarla bölgesinde ve dünyada bir istikrar ve refah unsuru haline geldiğini belirtti. Erdoğan, "Türkiye, özgür, müreffeh dünyanın aktif bir üyesi, evrensel değerlerin güçlü bir savunucusu küresel barış ve istikrara katkı yapan önemli bir aktör olmaya devam edecektir'' dedi.
Erdoğan, bugün içerde ve dışarıda elde ettikleri başarıların herkesten önce Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin ürünü olduğunu belirten Erdoğan, bunun ekonomik kalkınma ve demokratik reformların birlikte gerçekleştirilmesi sayesinde mümkün olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Ne mutlu bize ki AB ile katılım müzakerelerine başlamış olan ülkemiz, Cumhuriyetimizin kuruluş ideali olan çağdaşlaşma hedefine bugün her zamankinden daha yakındır. Medeni milletler camiasının saygın bir ülkesi haline gelen Türkiye, AB'nin eşit ve onurlu bir üyesi olma yolunda kararlı adımlarla ilerlemektedir" dedi.
Başbakan Erdoğan, 83 yıllık Cumhuriyet rejiminin milletle kucaklaştığını ve milletin de Cumhuriyet değerlerini özümsediğini ve bundan memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Erdoğan, Türkiye'nin son yıllarda dünyanın sesiz devrim olarak söz ettiği büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini ve Türkiye'nin yıllarca atıl kalan büyük potansiyelini harekete geçirdiğini kaydetti.
Erdoğan, Atatürk'ün 'Yurtta sulh cihanda sulh' ilkesi doğrultusunda, bölgesinde ve dünyada barışın korunmasında aktif rol oynadığını ve bunun mücadelesini ısrarla verdiğini vurguladı. Erdoğan, dünyada giderek tırmanan şiddet ve çatışma kültürüne karşı Türkiye'nin Medeniyetler İttifakı Projesi'ne öncülük ettiğini hatırlattı.
Erdoğan, Atatürk'ün emanet ettiği, Cumhuriyetin milli mücadele zaferinin neticesi olarak millet iradesinden doğduğuna işaret ederek, "İşte bu yüzden, onun altını çiziyorum, biz de O'nun 'millete efendilik yoktur, millete hizmet vardır' ilkesini şiar ediniyoruz. Atatürk, aziz milletimizin her ferdini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı temelinde birleştirmeyi başarmıştır. Onun için de Atatürk ilkelerini, Cumhuriyet değerlerimizi her türlü gündelik siyasi tartışmanın üzerinde tutarak, ayrıştırıcı değil, birleştirici, milletimizin bütün fertlerini kucaklayan bir mutabakat çerçevesi şeklinde muhafaza etmeliyiz" diye konuştu.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Cumhuriyetimizi daha yükseklere taşıyacak olan birlik ve beraberliğimizi ve toplumsal barışımızı ancak bu şekilde güçlendiriliriz. Unutmayalım ki biz büyük bir milletiz. İnanıyorum ki üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir güçlük yoktur. Yeter ki öz güvenimizi kaybetmeyelim. Türkiye'nin önü açık, geleceği aydınlıktır."
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Sezer konuşmaların ardından, Prof. Dr. Nevzat Gözaydın, Emekli Korgeneral Suat İlhan ve Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe tarafından verilen "Atatürk'ün Kavramlara Yaklaşımı" konferansını takip etti.
(CHA)
|