|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kıbrıs Şahini Karaoğlan
Türk siyasi hayatında önemli bir yere sahip olan ve 1970'li yıllarda "Ortanın solu" sloganı ve "Ak güvercin" sembolü ile ortaya çıkan ve kitleleri peşinden sürükleyen Bülent Ecevit, 1974 yılında Kıbrıs'a askeri çıkarma talimatını veren "şahin" olarak bilindi.
Sakin ve beyefendi kişiliği, şiire hem çeviri hem de şiir yazarak verdiği önem nedeniyle "romantik" olarak da tanınan Ecevit, siyasi yaşamı boyunca suikastlerden cezaevlerine ve hastalıklara kadar bir çok badireyi atlatmasını bildi. Ancak 28 Mayıs 1925'de İstanbul'da doğan Ecevit, Danıştay 2. Dairesi baskınında ölen Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze törenine katıldığı günün gecesinde geçirdiği beyin kanaması nedeniyle kaldırıldığı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) 172 gün süren yaşam mücadelesinin ardından dün gece hayatını kaybetti.
AİLESİ
Köklü
bir aileden gelen Ecevit'in bir dedesi Osmanlı ulemasından Müderris Mustafa Efendi, diğer dedesi ise Alay Kumandanı Mehmet Emin Beydi. Ecevit'in annesi Nazlı Ecevit ressam, babası Fahri Ecevit ise Ankara Hukuk Fakültesi adli tıp profesörüydü. Fahri Ecevit 1943-1950 yılları arasında CHP Kastamonu Milletvekili olarak görev yaptı.
GAZETECİLİK YAŞAMI
1944 yılında İstanbul Amerikan Koleji'ni (Robert) bitiren Ecevit, aynı yıl çalışmaya da başladı. Ecevit, bir yandan da Ankara Üniversitesi'nde İngiliz dili ve edebiyatı, Londra Üniversitesi'nde Sanskritçe, Bengalce ve sanat tarihi bölümlerinde de dersler aldı. Ayrıca 1957'de ABD' de Harvard Üniversitesi'nde sekiz ay süreyle incelemelerde bulundu.
1944'te Ankara'da Basın-Yayın Genel Müdürlüğü'ne İngilizce çevirmeni olarak giren Ecevit, 1946-50 arasında Londra'da Basın Ateşeliği yaptı. Gazeteciliğe başlayan Ecevit, 1950-60 arasında Ulus Gazetesi'nde, Ulus'un kapatıldığı yıllarda Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde, yazar ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı.
1965'de Milliyet Gazetesi'nde günlük yazılar yazdı. 1950'lerde Forum Dergisi'nin yazı işleri kadrosunda yer aldı. 1972'de aylık Özgür İnsan, 1981'de haftalık Arayış, 1988'de aylık Güvercin dergilerini çıkarttı. Ecevit, edebiyat dünyasına Hep Bu Topraktan Dergisi'ndeki şiirleriyle girdi. T.S.Eliot, Ezra Pound ve Tagore'dan çeviriler yaptı.
POLİTİK YAŞAMI
Ecevit, siyasi hayatına 1957 yılında CHP'de başlayan ve Ankara'dan milletvekili seçilen Ecevit 1980 yılına kadar 27 Mayıs ihtilal dönemi hariç hep milletvekili oldu. 1960-61'de Kurucu Meclis üyeliği yaptı. 15 Ekim 1961'de yapılan genel seçimlerin sonucunda İsmet İnönü Başbakanlığı'nda kurulan hükümette Çalışma Bakanı olarak görev aldı. 32 yaşında milletvekili olan Ecevit, 36 yaşında da bakan oldu. 1965'e kadar İnönü'nün kurduğu hükümetlerde bu görevini sürdürdü.
1966'da, CHP Genel Sekreterliğine getirildi. 1971'de 12 Mart Muhtırası'nın ardından, CHP'nin askeri yönetimce oluşturulan hükümete katkıda bulunmasına karşı çıkarak bu görevinden ayrıldı. 1972 Mayıs ayında ise Milli Şef İsmet İnönü'ye karşı aday oldu ve CHP Genel Başkanlığına seçildi. Böylece Ecevit 1938'den itibaren aralıksız 34 yıl CHP'nin genel başkanlığını yapan İsmet İnönü'yü siyaset kulvarından çıkarmış oldu.
14 Ekim 1973'te yapılan seçimlerde 1. parti olarak çıkan CHP'nin başında, Ocak 1974'de kurulan CHP-MSP koalisyonunda ilk kez başbakan oldu. Bu dönemde Kıbrıs Barış Harekatı kararını veren başbakan olarak tarihe geçti.
1977'de bir azınlık hükümeti kurdu fakat güvenoyu alamadı. 1978'de, Partisinin TBMM'de çoğunluğu bulunmamakla beraber, bazı bağımsız üyelerin ve küçük partilerin katkısıyla bir hükümet kurdu. Bu Başbakanlık dönemi 21 ay sürdü.
12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra, askeri yönetime karşı çıkışları ve yazıları nedeniyle üç kez cezaevine girdi.
Bülent Ecevit, yasaklı döneminde, eşi Rahşan Ecevit başkanlığında kurulan Demokratik Sol Parti'nin kuruluşuna katkıda bulundu. 1987'deki halkoylamasıyla, siyasal haklarına yeniden kavuşunca, DSP Genel Başkanlığına yeniden getirildi. Kısa bir süre sonra yapılan genel seçimlerde Partisi iyi sonuç alamayınca bu görevden ayrıldı. Fakat 1989'da tekrar genel başkan oldu ve 1991 seçimlerinde bir kez daha Zonguldak'tan milletvekili seçildi. 1995 seçimlerinde yine partisini Meclis'e taşımayı başaran Ecevit, 28 Şubat sürecinden sonra oluşan siyasal kaosta azınlık hükümeti kurma görevi verildi ve 70 milletvekiline sahip olmasına karşın dışarıdan destekle 19 yıl aradan sonra yeniden başbakan oldu.
18 Nisan 1999 yılında yapılan genel seçimlerde, Abdullah Öcalan'ın yakalandığını açıklayan başbakan olarak girdiği genel seçimlerde partisini birinci parti yaparken, MHP ve ANAP ile ortak hükümet kurdu ve bu hükümetin de başbakanı oldu.
Bu hükümet sırasında 19 Şubat 2002'de Mili Güvenlik Toplantısı'nın başlamasından 15 dakika sonra ayrılarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le yaşanan anayasa kitapçığı fırlatma tartışmasını açıkladı ve bu olayı "devlet krizi" olarak niteledi. Bu olayın ardından Türkiye girdiği ekonomik krizi atlatamadı ve çare ABD'de bulunan Kemal Derviş dışarıdan ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı atanarak aşılmaya çalışıldı.
Ecevit, bu hükümet süresinde yaşadığı rahatsızlık nedeniyle uzun süre Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gördü. Ecevit hastaneden ayrıldıktan sonra DSP içinde başlayan çalkantılar durulmadı ve DSP bir günde 70'i aşkın milletvekilinin ayrılmasıyla ikiye bölündü. Koalisyon ortağı Devlet Bahçeli'nin 3 Temmuz 2002'de Bursa'da "erken seçim" çağrısı yapması üzerine de 3 Kasım 2002'de erken seçim kararı alındı.
Seçimler sonucunda parlamentoda bulunan partiler dışarıda kalırken, henüz 1.5 yaşında olan ve Refah Partisi'nden ayrılan milletvekilleri ile grup kurabilmiş AKP ve meclis dışında olan CHP meclise girebildi.
Ecevit bir kez daha parlamento dışında kaldı ve DSP Genel Başkanlığı'ndan ayrıldı. Ecevit, evinde yaptığı toplantılarla ve siyasi değerlendirmeleriyle dışarıdan da olsa siyasete katkısını sürdürmeye devam etti. Son siyasi beyanatı ise hastalandığı günün erken saatlerinde, Danıştay saldırısı ile olarak yaptığı "Bu hükümet istifa etmelidir" açıklaması oldu.
(REUTERS)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|