|
|
78. yaşını sahnede kutladı
11 Ekim'de 78 yaşını dolduran Yıldız Kenter, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'a inat evinde değil, sahnede ölmeye kararlı olduğunu, doğum gününde yine sahneye çıkarak kanıtladı. Kenter, bütün yaşama arzusunu aldığı tiyatrodan vazgeçmeyecek.
Hindistan'da gördüğüm manzaraya çok üzüldüm. İnsan hayata bir kez gelir. Bu ölümlü dünyada insanın güzel bir yaşamı olmalı. Onu sağlıksız, sıkıntısız, borçsuz, harçsız yaşayabilmeli insan...'' diye düşünüyordu Hindistan'dan dönerken uçakta... Hindistan onu çok etkilemişti. Bir haftalık programdan sonra ayağının tozuyla geldiği İstanbul'da daha valizini bile açamadan bu yıl devletten ödenek alamayan özel tiyatroların protesto toplantısına katıldı. Yakında perdeler açılacaktı, ama bu yıl ödenek alamadıkları için tiyatronun koltuklarını ve halılarını bir sanatseverin desteğiyle yeniletiyorlardı. İşte bu yüzden "Devlet, tiyatro yapma hakkımızı engelleyemez,'' diyen sanatçıların başında yine o vardı. Dünyaya ve hayata dair merakını; savaşını, yaşama ve yaratma arzusunu, yalnız tiyatroya değil insanca olan her şeye aşkını doya doya yaşayan Yıldız Kenter, 11 Ekim'de 78. doğum gününde yine sahnedeydi. Kenter Tiyatrosu bu kez turnede, Sabancı Üniversitesi'nde sahneledi, Yıldız Kenter'in âşık olmak isteyen bir büyükanneyi canlandırdığı Gece Mevsimi oyununu... Aklında; bu yıl devletten destek alamasalar da 2 Kasım'da perdelerini açacak Kenterler Tiyatrosu vardı. Kalbinde de 15 yıl önce kaybettiği annesiyle dört yıl önce onu yalnız bırakan eşi Şükran Güngör... Sol elinin yüzük parmağında annesinin mavi taşlı yüzüğünü ve eşinin alyansını taşıyordu hâlâ... Ve ne zaman kendini umutsuz hissetse o yüzüklere dokunuyordu usulca... Bu gece ise çok mutlu ve heyecanlıydı. 60 yıldır olduğu gibi yine sahnedeydi. Daha güzel bir doğum günü hediyesi olabilir miydi?
11 YAŞINDA BAŞLADI 1928 Ankara doğumlu Yıldız Kenter, 11 yaşında radyo çocuk kulübünde çalışmaya başladı. Sonra halkevine gitti. Halkevleri o yıllarda Atatürk'ün mucizelerinden biriydi. Gençler spor yapar, şarkı söylerdi. Konservatuvara gitmek isteyince ailesi karşı çıktı. "Kızlarla erkekler birlikte oturur, aynı yatakhanelerde yatar,'' diye düşünülürdü. Musiki Muallim Mektebi, 1936 yılında Atatürk'ün isteğiyle çoksesli bir konservatuvara dönüşmüştü. O da ne yaptı etti, annesini ikna edip tiyatro bölümüne girdi. Bir yılı atlayıp dört yılda mezun oldu. Devlet Tiyatrosu'na girdi. 11 yıl sonra Şükran Güngör ve Müşfik Kenter'le Muhsin Ertuğrul'la çalışmak için Devlet Tiyatrosu'ndan ayrıldılar. Bir yıl sonra Site, Karaca, Ses Tiyatroları'nda çalıştılar. Kenterler Tiyatrosu'nun binasını yaptılar. Bayramlarda üç oyun oynadılar: Çöl Faresi, Hamlet ve Kır Kırat... 365 günde 500'den fazla oyun.. Tiyatroyu satma noktasına geldiler, ama çalışarak ödediler. En çaresiz anlarda "Yeter artık, Türk Tiyatrosu'nu biz mi kurtaracağız," dediler, ama bir ekol oldular.
Figen YANIK
|