|
|
|
|
|
|
'Genetik kültüre bağlıyım'
Ayla Algan, bayram deyince çocukken alıp ayakkabılarının içine sakladığı harçlıkları hatırlıyor.
Ayla Algan Türk tiyatrosunun usta isimlerinden. Rol aldığı oyunlar, filmler ve dizilerle izleyene oyunculuk dersi veriyor. Kendisini en son Aliye'deki Refüş karakteriyle izlemiştik. Ayla Algan, dizinin bitmesiyle birlikte şimdilik yeni projelerde rol almayı düşünmüyor. Şu an için sadece sahibi olduğu Ekol Drama Sanat Evi'nde eğitmenlik yapıyor. Daha çok da çocuklara eğitim veriyor. Hedefleri arasında yine çocuklar için, Türkiye'den ve dünyadan masallar anlatacağı bir televizyon programı yapmak var. Bayram öncesi Algan'ın kapısını çaldık. Çocukluğunda ve bugün bayramları nasıl geçirdiğini konuştuk. Tabii Aliye'nin finali hakkında ne düşündüğünü ve yeni projelerini de sorduk. Bayram deyince ilk olarak çocukluğunda aldığı harçlıkları hatırladığını söyleyen Algan, eski bayramların kalmamasını ise mikro ailelere bağlıyor.
- Bayram'a iki gün kaldı. Sizin için ne ifade ediyor bayramlar? - Şeker Bayramı çok güzel bir bayramdır. Çocukluğumda büyükannem para verirdi. Benim de rugan pabuçlarım vardı, kaybetmeyeyim diye verdiği parayı bu rugan pabuçlarımın içine koyardı. Bu pabuçlarla da step yapardım. Dans etmeyi çok severdim çocukken, hatta daha yürüyemiyorken duvara tutunup samba yaparmışım.
BEDAVA BALE DERSLERİ - Aldığınız harçlıkları ne yapıyordunuz? - Ne yapıyordum tam hatırlamıyorum aslında. Gerçi daha büyükken aldığım harçlıklarla bale derslerimin parasını veriyordum. Annem bacaklarım çirkinleşir diye baleye gitmemi istemiyordu. Ben de bu harçlıkları biriktiriyordum bale dersleri için. Bir de birinci sınıflara piyano çalıyor, karşılığında Madam Olga'dan bedava bale dersleri alıyordum.
- Sizin çocukluğunuzdan bu yana çok şey değişti, değil mi? - Endüstriyel ve demokratik sistemlerde mikro aile öne çıkıyor. Büyükanneler, teyzeler, yengelerle yaşam bittikten sonra çocuklar bu ilişkileri göremez oldu. Bilgisayar, telefon gibi araçlarla ilişki kuruyorlar artık. Direkt bir görme, dokunma, konuşma olayı olmadığı zaman sözcükler de yok oluyor. Türkçe'miz de öyle bitti. Ve her sözcük yok olduğunda bilin ki bir duyu eksik olur.
Eylem BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|