|
|
Deniz Akkaya'ya haksızlık
Bir tartışmada konuya değil de tartışanların kim olduğuna bakarak karar vermek doğru mu? Değilse; Deniz Akkaya ile eski İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım arasındaki tartışmaya tekrar bakalım. 2002 yılında Deniz Akkaya, 'bir işadamının bir haftalık aşk karşılığında kendisine 300 bin dolar önerdiğini' söyledi. Mehmet Yıldırım, Ticaret Odası Başkanı olarak bu açıklamaya alındı ve şu cevabı verdi: "İşadamı ekonomiyi de bilir, piyasa fiyatlarını da. Kimseye değerinden fazla para vermez." Bundan daha aşağılayıcı bir cevap olabilir mi? Bu "Sen parayla aşk yaşarsın ama o kadar etmezsin" demek değil mi? Bu lafta amaç işadamlarını savunmak değil; Deniz Akkaya'yı aşağılamak! Mehmet Yıldırım bu hakkı kendinde gördü çünkü; karşısındaki ismin yıpranmışlığına güvendi. Aradan zaman geçti, dava yeniden haber oldu. Mehmet Yıldırım bu kez de "Deniz Akkaya kaç para ediyor; bilirkişi isterim" dedi. Sonra da yeni bombasını patlattı: "İşadamı arkadaşlarım bilirkişi olmak istiyorlar. Ben de eşlerinden kağıt istiyorum..." Türkiye'de bir haftalık aşk karşılığında 300 bin dolar önerilen tek kadın Deniz Akkaya değildir. Bu durumu ismi yıpranmamış biri açıklasaydı; Mehmet Yıldırım kesinlikle bu dili kullanamazdı. Özel yaşamında dikkatsiz olması ya da kameralara sarhoş yakalanması, Mehmet Yıldırım'a, Deniz Akkaya'ya hakaret etme hakkı verir mi? Bu magazinel değil aksine vicdanlarla ilgili bir konu. Tartışmalarda yıpranmış isimlerin de haklı olabileceğini unutmamak gerekir!
|