| |
|
|
Adam gibi adam... Vali gibi vali...
Vali Efkan Ala, Diyarbakır'ın "kanaat önderlerini" toplamış: -Gösteri ihraç edebilsek, Diyarbakır Türkiye'nin en zengin kenti olur.
Sabah gösteri, öğle gösteri, akşam gösteri. Caddede gösteri, sokakta gösteri. Gösteri elbette bir "demokratik hak." Ama... Vali bey: -Gösteri, tedirginlik, huzursuzluk... Ve yarattığı ürkeklik, korku... Bunun da bir maliyeti var. "Maliyet" ekonominin durması. Diyarbakır'ın gelişiminin yavaşlaması. Ve insanların eve götüreceği ekmeğin "azalması."
Diyarbakır bir "turizm ürünü." Kenti çevreleyen 2 bin yıllık surların uzunluğu 5.700 metre. Surların üzerinde 80 burç var. "İçkale projesi" 2 yıl sonra bitiyor. Dicle kenarında "Modern Sanat Müzesi." 10 trilyona ihalesi yapılan "Kültür Merkezi." Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin "hediyesi" olarak programlanan "44 bin metrekare üzerine kurulacak rehabilitasyon merkezi." Ve daha "dosyalar dolusu" yatırım. Devlet, Diyarbakır için "her şeyi yapıyor."
Vali bey İstanbul'a, Bursa'ya, İzmit'e gitmiş. Sanayicileri çağırmış: -Gelin, yatırım yapın. Davet edilenler gelecek gelmesine de... Vali bey: -Sermaye aklıyla hareket eder... Sermaye para kazanacağı yere gider... Biz yatırım iklimini yaratırsak, sermaye Diyarbakır'a gelmeye hazır... İstikrar olmadan gelişim olur mu?
Bugün Diyarbakır'da iyi ki Efkan Ala gibi bir devlet adamı var. "Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok huzur" diyor: -Terörün önlemi yine demokrasi. Sorunu demokrasi içinde çözeceğiz.
|