| |
|
|
Ho, ho kineem?
Bir ilçede "açılış töreni" varmış. Törenden sonra da "eğlence." Belediye Başkanı, sanatçı Ali Aktaş'ı aramış: - Gelesin, akşam bizim eğlencede türkü söyleyesin.
Ali gitmiş, salon tıklım tıklım. Başlamış okumaya. Hele "kamerayı" görünce coşmuş. "Yerel TV'nin kamerasıdır, yarın akşam TV'de gösterirler" diye sevinmiş. Salondakilerden biri "Kürtçe oku" deyince. Ali "Kürtçe türküye" başlamış: - Ho, ho kineem? (Biz kimiz) Kalabalık coşkuyla bağırmış: - Kürtüz biz. Ali tekrarlamış: - Ho, ho kineem? Kürtüz biz.
Ali bu defa mikrofonu "protokol sırasındakilere" uzatmaya başlamış. Kendisi "ho, ho kineem" diye soruyor. Karşısındaki de "Kürtüz biz" diye şarkıya eşlik ediyor.
Ali Aktaş "eyvan gecesinde" bu olayı anlatıyor: - Pirotokol arasinda bir adam var, kravatli, asik suratli... Hiç gülmeyi... Ona yanaştim... "Ho, ho kineem..." Adam cevap vermeyi. Dedim ki "söyle, biz Kürtüz, niye söylemirsen?" "Kravatlı adam" sert sert bakmış: - Ben İlçe Emniyet Müdürü'yüm.
Ali Aktaş: - Babo pen ne poh yemişem... Meğerime, kamera da yerel TV'nin değil, polisin kamerasiymiş... Dedim ki Ali şimdi gördün mi ananin örekesini.
"Ali'nin hikayesi" bitmedi. - Ertesi güni DGM çagırdi beni... Dediler "de bakalim sen kimsin?" Diyeceğim ki "ben Türk'üm", o zaman soracaklar "ula eşşekoğli eşşek dün akşam başka şey söylirdin. "Desem ki "ben Kürt'üm", başima iş gelecek... Dedim ki, "ben Zaza'yım." Dinleyenler gülmeye başlıyorlar. Ali Aktaş: - Ula babo tam 2 sene bu iş için DGM'ye gitmiş, gelmişem... Sonunda paçayı kurtarmışem.
|