|
|
Zico'ya dersler
İngiltere ile beraberliğin ardından Makedonya teknik direktörü futbolun artık sadece güç, hız ve mücadeleye dayanan atomik bir oyun haline geldiğinden yakınmış. Moldova karşısında alınan farklı galibiyet de bunun bir göstergesi. Baskılı, hızlı oynayıp rakibe alan bırakmazsanız kazanabiliyorsunuz. Şimdi "Rakip çok zayıftı" diyenler olabilir ama Malta ile Lüksemburg da zayıftı ve onlar karşısında aynı başarıyı gösteremedik. Ben size sorayım, güçten çok yeteneğe dayanan bir futbol oynamaya çalışan F.Bahçe, bu takımı farklı bir skorla ve gol pozisyonu vermeden yenebilir miydi? Bence yenemezdi. Çünkü Zico çağın futbolundan uzak. Hem zihniyet hem gelenek olarak uzak. Brezilya'nın sadece yeteneklere dayanan futbol anlayışı son Dünya Kupası'nda hüsrana uğramalarına yol açtı. Buna rağmen F.Bahçe bu ekolün önde gelen ismini getirip teknik direktör yaptı. "Zamana ihtiyacı var, daha iyi olacak" argümanlarını kabul etmiyorum. Bu anlayışın F.Bahçe'yi götürecek bir hedefi yoktur, olamaz. Çünkü bu çağdışı anlayışa dayalı, mücadeleden uzak olan bir futbol anlayışı.
HİÇ UMUTLU DEĞİLİM Fenerbahçe topu kendi sahasından rakip ceza alanına götürene kadar başka takımlar üç gol pozisyonuna giriyor mesela. Takım netice itibariyle tribüne hoş gelmeyen, sıkıcı bir oyun ortaya koyabilir (Daum döneminde olduğu gibi) ama mücadele eder, hızlı oynarsa anlaşılabilir bir yönü vardır. Ama hem üç pası birarada yapamaz, hem mücadele edemez, hem de hızlanamazsa orada sorun var demektir. Tuncay'ın Milli Takım'daki performansı ile Fenerbahçe'deki performansı arasındaki fark bunun en açık örneğidir. Yanında kendisi gibi koşan, mücadele eden arkadaşları olduğunda Tuncay'ın başarısı daha da artmaktadır. Dileyelim ki, biz yanılıyoruzdur ve Zico haklıdır; ama bu konuda açıkça hiç umutlu değilim.
|