|
|
Eleştirinin zaferi
Şu gerçeğin altını çizelim: Ne yapsaydım yani. Kötü oynayan, formsuz bir Hakan Şükür'e yalakalık yaparak, "Sen en büyük kralsın. Sen sahada dursan bile, seni iki kişi tutar yine takıma yararlı olursun" diyen dar kafalılardan mı olsaydım? Hakan Şükür'ü bu noktaya getiren bu yalakalık olmadı mı? Ben, Hakan Şükür'ü kamu vicdanı olarak eleştirdim. Peki ne oldu? Uyuyan kral uyandı! Acı olan nokta şu... Moldova maçından sonra Hakan Şükür kendisini eleştirenleri eleştirirken, yalakalarına inanılmaz övgüler yağdırdı. Bu dirilişinde en büyük payı da yine kendine ayırdı. Sahi, acıtmayan eleştiri isteyen Terim ve Şükür'e soruyorum: Sizi yalakalık yapanlar mı bu zafere motive etti, yoksa eleştirenler mi? Cevabımın sonucunu tekrar yazıyorum... Ben Hakan Şükür'ü acımasız şekilde eleştirmeseydim Şükür o golleri atar mıydı? O dört gol bir eleştirmenin zaferidir! Son sözüm Terim'e... Sen geçmişe yatırım yaptın, ben geleceğe yaptım. Öyle ya geleceği gören Şükür niye bu dört golün üstüne "Elveda" diyor. " Bizi bırakma Hakan" diye yalvartmak isteyenlere ben asla yalvarmam ! Seni ise bilmem! (Geride bekleyen beş forvet var. Biri de senin 'Nobre'n!) MESAJ ; Mustafa Denizli yıllar öncesinin hesabını Milliyet'te sordu. "4 gol atan Oktay'ı oyundan aldım diye beni eleştirdin, Terim'i niye eleştirmiyorsun?" dedi. Eleştireceğim de yerim dar!
|