![](https://arsiv.sabah.com.tr/i/y/yb/1437.gif) | ![](https://arsiv.sabah.com.tr/i/1_pix_trans.gif) |
![](https://arsiv.sabah.com.tr/i/1_pix_trans.gif) ![](https://arsiv.sabah.com.tr/i/yazar_bugunku_yazi.gif) |
|
Kedinin durumu
Geçen yıl kızımın doğum gününde Başbakan Erdoğan bir Van kedisi hediye etmişti. Kedi Türk basınına epey bir konu olmuştu. ABD seyahati sırasında Başbakan'la sohbet ederken sordu, "Kedi n'apıyor?" Anlattım. Kedi geldikten sonra bir iki ay içinde evde halı, mobilya ve çiçek namına hiçbir şey bırakmadı. Halıları ve mobilyaları tırnaklarıyla peri- şan etti. Onun için aldığımız özel oyuncaklara hiç itibar etmeden mobilyaları parçaladı. Bütün saksıların dibini eşeledi, bütün çiçekleri kuruttu. Ardından sokağı keşfetti. Kapıyı her açık bulduğunda kaçtı. Mahallenin bütün kedileriyle kavga etti. Gece yarıları, sokaklarda pijamayla koşup kedi kavgası ayırmak zorunda kaldım. Sabahları eve tüyleri yolunmuş, sağı solu yara bere içinde dönmeye başladı. Kapıları kapattık. İkinci kattan atlayarak yine kaçtı. Son zamanlarda sokaktan hasarsız dönmeye başladı diye sevinirken bir sabah kapı çaldı. Komşular gelmişti. "Kediniz mahallenin bütün kedilerini dövüyor. Bizim kedilerin durumu perişan" diye şikayet ettiler. Anladık ki, bizimki kavgayı bırakmamış, kavga etmeyi öğrenmiş. Sonunda veteriner, "Kısırlaştırırsak kavgayı bırakır. Yoksa bir gün ölecek" dedi. Bunun üzerine kısırlaştırıldı. Ama değişen bir şey yok. Her fırsatta kaçıyor. Komşu kedileri dövüp geliyor. Ama evde tam bir melek. Zeynep ona bayılıyor. "Cancan" diye peşinden ayrılmıyor.
|