|
|
Evde tek başıma
PERŞEMBE gecesi evde yalnızdım. Ama öyle kalabalıktım ki... Hiç misafirim yoktu ama öyle koyu bir sohbetin ortasındaydım ki... Hiç kitap okumadım. Bilgisayarımın tuşlarına dokunmadım. Ama öyle çok bilgiyle doldum ki... Güneş yoktu penceremde. Geceydi. Ama öyle bir aydınlandım ki... tv8'de Yaşamdan Dakikalar'ı izledim. Çok istememe rağmen yeni sezonun ilk programını izleyememiştim. Sonradan öğrendim ki ilk programda bizim mahşerin dört atlısı biraz keyifsizmiş. Nedenleri konusunda internet sitelerinde yazılıp, çizilenlere inanmadım. Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu, Sunay Akın ve Nebil Özgentürk, "Programın künyesinde yapımcı şöyle yazılacak, proje sahibi böyle yazılacak" tartışmasını yapacak en son kişilerdi bence. İlk programın bana nakledilen durgunluğunu, yeni sezon heyecanına bağladım ve iddialara gülüp geçtim. İkinci program tek kelime ile enfesti. Meğer İtalya'nın Moeno köyünde her yıl Ağustos'un ilk haftasında Türk Günü düzenlenirmiş. Viyana kuşatmasının ardından o köye yerleşen bir yeniçerinin anısına... İtalyanlar o gün evlerine Türk bayrakları asar, Türk kıyafetleri giyerlermiş. Nuri Kaya'nın objektifinden ekrana yansıyanlara inanamadım... Onlar, bir dönem Taksim Meydanı'nda kravatlarını yaktığımız İtalyanlar'dı. Ve Sunay Akın anlattı: 120 yıl önce Jules Verne (Hani şu Aya Seyahat'i, 80 Günde Devr-i Alem'i yazan, edebiyat tarihinin ilk bilim/kurgu yazarı) aya gitmek için bir uzay gemisi inşa etmeye kalkmış. Dünyanın dört bir yanından projeye para yardımı yağmış. Ve... Ve en büyük yardım nereden gelmiş dersiniz? Türkiye'den, Osmanlı Bankası'ndan... Mahşerin atlıları, "Tüh, nereden nereye gelmişiz" filan dediler. Ben evimden sohbetlerine katıldım. "Üzülmeyin" dedim içimden... 120 yıldır aynı yerde duruyoruz. Çünkü Osmanlı Bankası, Fransız sermayesiydi. Bugün de zaten bizim uydumuzu Fransızlar uzaya fırlatıyor. Yani geriye gittiğimiz filan yok. Olduğumuz yerde sayıyoruz. Tıpkı 120 yıl önceki gibi aya sadece "mehtaba dalmak için" bakıyoruz... Biz kekik dökemezken pirzolaya, elalem mekik gönderiyor uzaya... O gece, Yaşamdan Dakikalar'ı izlerken, tek başıma öyle kalabalıktım ki...
|