|
|
|
|
|
|
Eskiden iş almak için kahvelere giderdik şimdi cep telefonu var
* Kalan Müzik etiketiyle birlikte albüm çıkardığınız, bu albümde de size eşlik eden Brenna MacCrimmon'la nasıl tanıştınız? Bir gece Andon'a Fransız bir grup gelmiş. Grupta eksikler var. "Selim Ağabey, sen bunlarla çalar mısın?" dediler. "Nasıl çalacağım, provam falan yok" dedim. Anlatamadım. Brenna MacCrimmon oradaymış o gece, beni arıyormuş meğerse. Ufak şirketlerden çıkan kasetlerimi dinlemiş. Sonya adlı arkadaşla beraber beni arıyorlar. Buldular. Ancak müzisyenler söylemiyorlar kıskançlıktan! Kartlar verildi, alındı. Evime ziyarete geldiler. Brenna "Sizinle albüm çalışması yapmak istiyorum" dedi. Ben de kabul ettim. Ondan sonra provalara başladık. Kalan Müzik'ten 'Karşılama' isimli albüm çıktı. Çok beğenildi. Kanadalı olmasına rağmen Rumeli türkülerini, tam bir Trakyalı gibi okudu. Albümden sonra biz Kanada'da konser verdik.
* Gününüz nasıl geçiyor, nerelere gidiyorsunuz genelde? Eskiden kahvelere takılırdım. Şimdi hani derler ya 'silah çıktı yiğitlik bozuldu' diye, telefonlar çıkınca kahveler bozuldu. Eskiden iş almak için kahvelere gidiyorduk. Şimdi telefonla bize ulaşıyorlar.
* Ne zamandır telefonunuz var? İlk çıktığından beri telefonum var. Bu numara bütün dünyada mevcut. Kanada'da, Amerika'da, Japonya'da bile var.
YÜKSEKLERDE GÖZÜM YOK
* Başka projeniz var mı? Albüm çıktı, konserler var, yurtdışında konserler olabilir. Hollanda'da bir müzikal olabilir, öyle bir tüyo aldım. Burada ufak mekanlarda çalıyorum, büyük şeylerde gözümüz yok. Çok para kazanmayayım, geçineceğim kadar kazanayım bana yeter.
* Şu an nerede oturuyorsunuz? Tarlabaşı'nda evim var. Komşularım yine karışık; aralarında Roman da var, Doğulu da Laz da... Ben 20 senedir aynı caddedeyim. Orada bir evim vardı. Onu oğluma bıraktım, tam karşısında bir ev aldım. Şimdi camdan baktığım zaman torunlarımı görüyorum. Ben kalkıp da Etiler'de oturamam, nerede öyle para! Hem ben böyle yaşamayı seviyorum; sepeti sarkıtıyorum, bakkaldan süt alıyorum.
* Eşiniz, çocuklarınız sizi izliyor mu? Bazen. Mesela konserler olduğu zaman izliyorlar. Salı akşamı "Gel" dedim bizimkine, torunlar ufak olduğu için gelemedi. Bazen prova yaparken geliyorlar. Benim oğlum Ramazan Sesler bu albümde yer aldı. Aynı benim gibi çalıyor.
* Peki sizi 'klarnetin Coltrane'i (dünyaca ünlü saksafoncu) ilan ettikleri yazı nasıl çıktı? The Guardian'dan Fiachra Gibbons, 2 sene evvel benim evime geldi. Benimle 2 saat röportaj yaptı. Uzun süre kaldı İstanbul'da; hep çalıştığım yerlere geldi. 'Ana da Benim Kara Yazılarım' diye bir parçayı çalarken bir baktım adamın gözleri kıpkırmızı olmuş. Dinlediği melodiyle duygulanıyordu. Adamda sanki Türklük var. Bana "2 sene sonra seninle ilgili bir yazı yazacağım" dedi. 'İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek' belgeselinden sonra 'The Coltrane of the clarinet' başlıklı yazıyı çıkardı. Böylece dünyada unvan sahibi olduk.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|