Lüks otelde iftar açmak niye günah olsun?
İslam dinine göre, birine yardımda bulunulmasının gösteriş vesilesi haline getirilmesi günahtır. Son dönemde belediyelerin iftar çadırlarını gösteri merkezleri haline getirmesine ne dersiniz? İftar çadırları sadece fakire yemek olarak mı düşünülmüştür acaba diye düşünüyorum. Eğer böyle ise niçin sadece Ramazan ayı ile sınırlı olsun, her zaman açık kalması lazımdır. Fakirler sadece Ramazan'da fakir değillerdir ki. İzlediğim kadarı ile oraya sadece fakirler gitmiyor yemek yemeğe, kapı herkese açık, belli bir kontrol yok. Daha çok sosyal bir yardımlaşma ve yakınlaşma vesilesi olarak işliyor iftar çadırları. Başka zaman bir arada yemek yemesi hiç söz konusu olmayan insanlar iftar çadırlarında birlikte yemek yiyor. Ben bunu biraz medyadaki Ramazan programlarına benzetiyorum. Onlar da birbirleri ile yarışarak sayfalar düzenliyor, sohbetler, musiki programları hazırlıyorlar. Bunlar halkı kazanmak içindir şüphesiz, böyledir diye değerlerinden kaybetmezler, başarılı oluyorlarsa örnek alınırlar, iyiliklerin ve güzelliklerin yayılmasına yol açarlar. İyiliğin gösterişsiz şekilde yapılması en yüce değerdir şüphesiz, fakat iyiliğe o kadar muhtacız ki, her türlüsünü kabule hazırız, yeter ki iyilik olsun, kötülük olmasın. Eski Ramazanlarda devlet büyüklerinin ve zengin kimselerin konaklarında benzer Ramazan boyunca iftar sofraları kurulur, yoksul halka ve eşe dosta ziyafetler verilirdi. Bu yapılanların gösterişten tamamıyla uzak olarak, İslam kardeşliği ve insan sevgisinin gerçek ve samimi bir yaşantısına vesile olmasına çalışılırdı. Yine de bu düzenlemeler onlara şüphesiz ki itibar sağlıyordu. Çünkü ayrıca katılanlar "diş kirası" adı altında birer bahşiş de alıyorlardı. İftardan sonra, konak sahibinin ücretle tuttuğu imamın arkasında akşam namazını, duruma göre yatsı ve teravih namazını da kılabiliyorlardı.
Ateist olan komşum benimle iftarda yemek yemek istedi, benim orucum böyle bir durumda kabul olur mu? Ateist olan komşu kimin kuludur, kim onu yaşatıyor, rızkını veriyor? O, Allah'ın bir kulu değil midir, Allah onu yaşatmaya layık buluyorsa bize ne düşer? Yunus Emre'yi hatırlayın: "Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü." Hz. İbrahim ile ilgili bir hikaye anlatmak istiyorum burada. Hz. İbrahim çok misafir sever bir insan, sofrasını bekletiyor, bir misafir gelsin de birlikte yiyelim diye. Misafirin olmadığı bir gün yine sofrada beklerken, üstü başı perişan bir yaşlı adam görüyor yolda, belli ki açtır, buyur ediyor. Yaşlı adam sofraya oturur oturmaz girişiyor yemeğe. Hz. İbrahim ayıplıyor adamı, "Allah adını anmak yok mu" diyor. Adam diyor ki: "Ben putperestim, Allah'ı tanımam." Hz. İbrahim yüzünü ekşitiyor, adam durumu anlıyor, kalkıyor sofradan yoluna gidiyor. O gidince Hz. İbrahim uyarılıyor Allah tarafından. "Ben o kulumu yaşlanıncaya kadar yaşattım, sen ona bir öğün yemek vermeye dayanamadın" diyor. Hz. İbrahim mahcup oluyor, pişman oluyor, hemen yaşlı adamın arkasından koşuyor. Adam epeyce yol almıştır, geri dönmek istemiyor. "Ben yaşlı adamım, yolum uzundur dönemem" diyor. Hz. İbrahim adamı sırtına alıyor, özür dileyerek getirip sofrasına oturtuyor. Adam soruyor, "Fikrini değiştiren nedir" diye. Hz. İbrahim anlatıyor, inandığı Allah'ın kendisini nasıl uyardığını. Adam etkileniyor, "Şu senin Allah'ını bana bir iyice anlat" bakayım diyor. Böylece Hz. İbrahim, Yunus Emre'nin tabiri ile "bir gönle daha girmiş" oluyor.
Lüks bir otelde iftar günah mıdır? Hayır, zengin evlerinde, konaklarda iftar günah olmuyor da lüks otelde niye günah olsun. Niyetinizi bozmayın, kibirlenmeyin, imkanınızı başkaları ile paylaşın, Allah verdiği nimeti kullarının üzerinde görmek ister.
|