Günümüzün Romeo-Juliet'i...
Büyük, çok büyük bir aşktı yaşadıkları... İlk görüşte âşık olmuşlardı birbirlerine... Ne aşk hem de, büyük çok büyük... "Bütün evreni kucaklar bizim aşkımız," diyorlardı... Düşman, birbirinden hazetmeyen ailelerin çocuklarıydılar... Sanki siyahgillerle, beyazgiller... Bu yaşamda bir araya gelmeleri olanaksızdı... Ne yapsalardı?.. Tek yol Romeo-Juliet gibi intihar etmek miydi acaba?.. Refik, "Birlikte olmamıza izin vermeyecekler; içelim tarım ilacı ya da fare zehiri aşkımız tarihe geçsin..." dedi. Jülide, "Ben fareden korkarım, zehirini bile içemem," dedi... Refik "Tarım ilacı da acıdır, ben de acı sevmem," dedi... Jülide, "Hem Romeo-Juliet evlenseydi ne olacaktı?.. Juliet üç çocuk yapacaktı... Vücudu bozulacaktı... İşin yoksa uğraş veletlerle... Habire altlarını değiştir... Süt ver, göğüslerin sarksın... Bana göre değil..." deyiverdi. Refik "Ben göğsü sarkmış kadın sevmem, hemen bırakırım... Evlenince çalışmak da lazım... Sabahın köründe kalk, ev geçindirmek için başla koşuşturmaya..." Jülide "Ay düşündükçe ruhum daralıyor... Yıka, temizle, ütüle, çocuklarla uğraş. Yemek pişir, sofra kur, sofra kaldır. Bütün bunların üstüne kaynana dırdırı... Ay şimdiden daraldım..." dedi. Daralınca, ferahlasın diye bluzunu çıkardı... Refik de gömleği fora etti... "Ben de sıkıldım... Eve bakacağım diye bütün kış çalış babam çalış... 10 gün tatil... Onda da çocuklar nefes aldırmaz... Romeo-Juliet evlenseler n'olacaktı?.. Romeo göbek salacaktı, içkiye başlayacaktı, akşamları da eve uğramazdı tabii... Bir de dost tutardı karının üstüne... Ay çekilmez, iyice daraldım," deyip pantolonu çıkardı, donla kaldı... Jülide'de durur mu, o da eteği çıkardı... "Off, sıkıntı bastı... Bir de düşünsene evin içinde iş hayatında başarısız bir Romeo... Her ay Juliet kira nasıl ödenecek, bu ev nasıl dönecek diye saçını süpürge ediyor..." Refik hemen atladı "Romeo çoluğu çocuğu ortada bırakır mı, hemen bir gecekondu yapar... Çocuklar da mendil satar... Eh, Juliet de evlere temizliğe gider..." Jülide iyice dellendi, sutyeni de çıkardı... "Ay, ben temizliğe filan gidemem... Hem belediye gelir gecekonduyu yıkmaya..." Refik "Benim elim armut devşirmiyor ya, hemen çocuklardan birini alır, ekmek bıçağını kapar, dama çıkarım," deyip fanilayı da çıkardı... Jülide durur mu, "Ben de çırılçıplak soyunur, 'Evimi yıktırmam,' diye fırlarım, utanır çekilirler," deyip çırılçıplak kalıverdi... Refik "Ben de çalıştığım yeri soyarım," deyip soyunuverdi... "Sen çalıştığın yeri soyarsan hapse girersin, ben de çocukları evlatlık verir pavyona düşerim..." Refik hemen sarıldı Jülide'ye, "Romeo-Juliet iyi ki kavuşmamışlar... Bak başlarına neler gelecekmiş. Boş ver kavuşmayı, biz aşkımızı yaşayalım. Ama bak ben delikanlı adamım, istersen içelim zehiri, tarihe geçsin aşkımız..." Jülide iyice sarıldı Refik'e... "Boş ver, zaten ben lisede tarihten hep kalırdım," deyince Refik kucaklayıp yatağa attı Jülide'yi... "Bana da edebiyatçı takmıştı, Shekespare'in üç oyununu sayamadım diye '0' verdiydi..." Refik'le Jülide tarihe geçemediler... Ama o gece sabaha kadar seviştiler... Kimseler görmesin diye ay buluta girdi... Hemen geceyi kararttı...
|