|
|
Hayatımızda bir gazetevole eksikti
Kelli felli işadamlarının, siyasetçilerin tribünlerde yaptıklarını bir görseniz şaşarsınız... Bir de 'köşe yazarlarının cinsel kimliği' tartışması var
İtirazım var. Bu haftayı itirazlarla geçirdim zaten. Huysuzum huysuz! Önce Zidane konusu.. Efsane futbolcu bir kafa attı, dünya karıştı. Hani eleştirmenlerin, köşe yazarlarının, diğer futbolcuların aynı şeyi söylemesini beklersiniz değil mi? "Zidane ayıp etti. Dünya kupasına, fairplay ruhuna yakışmayacak bir hareketti" desinler. Nerede? Bakıyorum kimse oralı değil. Derdimiz varsa yoksa "Zidane acaba niye kafa attı?" sorusuna cevap bulmak. Anasına mı küfredildi? Örneğin, yıllardır Aziz Yıldırım'ın annesine toplu halde küfür edilmiyor mu? Hangi birine kafa atsın adam? Bu arada Zidane'ın annesi de oğlunun 'kafa'sının kime çektiğini açıkça gösterdi. "Oğluma küfredenin t..ş..nı tepside istiyorum," dedi. İyi mi? Kadın duyarlılığı işte. Haksızlığa dayanamadı tabii! Acaba Zidane'a terörist diye hakaret mi edildi? Kimse kusura bakmasın ama sahalarda futbolcuların birbirlerine, hakeme, izleyicilerin diğerlerine ettikleri küfürlere tanık oluyorum. Hiçbiri masum değil. Üstelik her maça gidişimde aynı eleştiriyi getirince erkeklerden aldığım tepki hiç değişmiyor "Futbol bu, küfredilir, çok ciddiye almayacaksın. Deşarj oluyor insan." Ben küfrederek, birilerine hakaret ederek ya da kafa atarak deşarj olmuyorum. Ya siz? Yoksa ben mi anormalim? Kelli felli işadamlarının, siyasetçilerin tribünlerde yaptıklarını bir görseniz, şaşırıp kalırsınız, inanın. O yüzden herkese Zidane'ın 'kafa'sı normal geldi. Zidane'ın, trafikte kendisine yol vermeyip küfredeni çekip vuran adamdan ne farkı var? Söyleyin ne farkı var? İyi ki yanında silah, bıçak, sopa falan yoktu. Gerçi 'kafa'sı yetti ama...
*Gelelim ikinci itirazıma Köşe yazarlarının cinsel kimliğini açıklama tartışması. Susayım diyorum, yapamıyorum. 'Köşe yazarı cinsel kimliğini açıklasın' diyenler var. Eşcinsellerin deşifre olmasının okuyucuya karşı daha dürüst bir tavır olacağını savunuyorlar. Hayatımda duyduğum en manasız tartışma. Kim kimin özeline karışır... Bırakın cinsel kimliği, hangi partiye oy verdiğini, Allah ya da din inancı olup olmadığını bile açıklamaya korkan gazeteci milletiz biz. Üstelik kimsenin buna mecbur olduğunu da zannetmiyorum. Söz itiraflardan açılmışken, gazetecilere bir kaç sorum var, açıklanmasını rica ediyorum. Okuyucunun merakını gidermek açısından canım. - Kim karısını, sevgilisini dövüyor? - Kim 16'lık genç kızlara düşkün? - Kimin çalma hastalığı var? - Kim bazı şirketlerin özel danışmanlığını yapıyor? - Kim yazılarını başkasına yazdırıyor? - Kim asansörde meslektaşıyla iş pişirmekten hoşlanıyor? Şaka bir yana.. Gazetecilerin 'özel'lerinin okuyucuyu ilgilendirmediğini düşünüyorum. Hayatımızda bir gazetevole eksikti. Almayalım lütfen!
|