  |
|
Portakal'ın açılışında mıyız...
 Şapkasının altına gizlenen Faye Dunaway, kortej başı Seray Sever, Bollywood dansçısı Şebnem Dönmez, Altın Portakal Film Festivali'nin açılışı anlat anlat bitmez. Hadi başlayalım bari... Bizde yalan yok. Onlar diyor "Bu sene festivalin kırk üçüncüsü", siz sanıyorsunuz üçüncüsü. Tamam Yılmaz Erdoğan'ın da belirttiği gibi; bir hafta sinema konuşmak, sinema için bir arada olmak çok güzel. Hem de çok çok ama eksikler ve organizasyon hataları gözünüze gözünüze batmıyor değil hani. Şimdi festival merkezi; beyazlar içindeki, dört bir yanı ayna Hillside Su Otel. Uzun lobisi sabah saatlerinden gecenin körüne kadar pek hareketli. Bir köşeye kurulduğunuzda kolunda çantasıyla turlayan Atilla Dorsay'ı, Nurgül Yeşilçay-Cem Özer çiftini, ünlü yönetmenleri, röportaj yapmak için koşuşturan muhabirleri, nefis İtalyan restoranında açlığını gideren tanıdık yüzleri görebiliyorsunuz. Dün itibariyle 1. Avrasya Film Marketi de açıldı. Maşallah çok renkli yani.
HALKLA KARŞILAŞIYORUZ
Malum cumartesi festivalin ilk günü. Programda önce; ATSO'daki (Antalya Ticaret Sanayi Odası) açılış kokteyli var. Sabahtan beri göremediğimiz Antalya halkındaki festival heyecanıyla nihayet karşılaşıyoruz. Antalyalılar ATSO'nun önüne toplanmış, sağlı sollu iki gruba ayrılmış. Davetliler kapıdan geçip, yokuş aşağı yürüyor, fotoğrafçılara poz verdikten sonra havuz başında toplanıyor. 'İyi de burada kimseyi gözüm ısırmıyor' derken, çok şükür siyah pantolonu ve gümüş büstiyeriyle oyuncu ve jüri Demet Akbağ geliyor. "Çok heyecanlıyım" diyor, eee jürilik kolay değil elbet. O sırada havuzun bir ucuna kurulmuş sahnede İlhan Erşahin müzik yapmaya başlıyor. Ama kokteyl insanları pek ilgi göstermiyor. Cidden İlhan Erşahin, Hüsnü Şenlendirici ve Burhan Öçal üçlüsü yokken bu tip etkinliklerde kim çıkıyordu merak ediyorum doğrusu. Kokteylin ardından sıra meşhur Altın Portakal kortejine geliyor. Gözüm, Su'nun lobisinde gördüğüm ünlüleri arıyor. Ama nerdeeee? Peki kortejde kimler var? TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil, Demet Akbağ, Aytaç Arman, Yusuf Sezgin ve en bombası kortej başı Seray Sever'den başka kimse yok. Düşünsenize korteji Seray Sever çekiyor ve Sabah Sabah Seda Sayan kitlesi "Ayy İlhan'dan ayrıldı nasıl da zayıfladı" dedikodusu yapıyor. Şu kortej işi ya tez elden kaldırılsın ya da tüm konuklar el ele verip korteje katılsın diyorum, başka da bir şey demiyorum. Diyemiyorum. Demek istemiyorum. Gelelim Konyaaltı Açıkhava'daki açılış gecesine. Kırmızı halı elde var bir. Ünlü sanatçılar, yönetmenler halıdan geçerken geceyi canlı yayınlayan Sinematürk kameralarına konuşuyor, genç muhabirlerin sorularına cevap veriyorlar. Ne yalan söyleyeyim Açıkhava çok da kalabalık değil. Sahneye üç tane dev ekran yan yana kurulmuş. Siyah elbisesi ve at kuyruğu saçıyla gülümseyen kız Özgü Namal, Meral Okay, jüri üyesi Ara Güler, yanımda Kartal Tibet'in ödülünü alacak Tuba Ünsal, önümde oyuncu Füsun Demirel, Yelda Reynaud, daha önde Mehmet Aslantuğ, kırmızı elbisesi ve 'bonus' saçıyla güzel kadın Nurgül Yeşilçay- Cem Özer. Ve ve ve... Yabancı konuklar; 64 yaşındaki 'Şeytan'ın Avukatı' ve 'Ray' filmlerinin yönetmeni Taylor Hackford, Helen Mirren ve beyaz pantolon ceket takımıyla Faye Dunaway. Ha bu arada Fay demişken; Antalya uçağında şapka ve gözlüğünü hiç çıkartmamış, kimseyle konuşmamış hatta gecede gördüğüne çok sevinmiş gibi yaptığı Helen Mirren ve Taylor Hackford'un yüzüne bile bakmamış. Neyse, 20 dakika rötarla ışıklar kararıyor ve karşımıza Alinur Velidedeoğlu imzalı Altın Portakal tanıtım filmi. Aaaa! İyi de bir dakikadan az süren filmde 'Titanic'ten meşhur kol açma sahnesi ve Sharon Stone'un 'Temel İçgüdü'deki bacak açma sahnesi ne arıyor anlayabilmiş değilim. Alinur Bey'i görür görmez sorulacak ilk soru bu olmalı. Altın Portakal filminde Titanic ve Sharon ne alaka. Hani benim ödül almış Türk filmlerim? Nerde? Neden bunlar, neden? Sunucumuz; Oktay Kaynarca. Diyor "Şimdi karşınızda Bollywood dansçıları," İyi! İyi de bu dans bitmek bilmiyor ki. Bir de üstüne yeşil kostümüyle Şebnem Dönmez de dansa katılmaz mı? Belli çok çalışmışlar, günlerce prova yapmışlar falan da. Anlayan varsa beri gelsin. Biz seyirciler olarak kıyıldık vallahi. Tahminim Şebnem Dönmez Hindistan'a gide gele, medite ola ola son boyutu bu. Sabah şekerinden, Hint güzeline... Altın Portakal'ın açılışında mıyız, Kemer'de bir tatil köyünü animasyonunda mı belli değil! Hangi günahımızın bedelisiniz bilmiyorum ama gerçek bu! Bollywood'umuz bitiyor, sıra Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel'in bitmek tükenmek bilmeyen konuşmasına geliyor. Kendisi gerçekten çok sevilen bir başkan. Nereye girse Antalya halkından alkışlar kopuyor, hep güler yüzlü. Eşiyle çok güzel bir tablo çiziyorlar. Ancak birileri yöneticilere, siyasetçilere 'iyi konuşma uzun konuşma değildir'i acilen öğretmeli. Dünyanın en önemli şeylerini söyleseniz de insanlar dinlerken sıkılıyorlar işte. Ve ödüller! İşte gecenin en güzel anı. Yusuf Sezgin, Aytaç Arman, Kartal Tibet'e 'Onur Ödülü', ışık yönetmeni Recep Biçer'e 'Sinemada Emek Ödülü' verildi.
PATLATTI ESPRİYİ
Ardından sıra gecenin şovu Yılmaz Erdoğan'ın stand-up'ına geldi. Yılmaz bu, dakika bir gol bir tabii. "Ben de bu festivale katılacaktım ama DVD'im çıktı katılamıyorum. Misal; "Ezel Akay üç senedir, bir türlü festival yönetmeliğine film denk getiremedi" dedi, patlattı espriyi. Güler misin, ağlar mısın şekli... Ve ekledi; "Bu festivalde ödül hariç bana her şey verildi. Ancak seyredilmiş filmin davası olmaz tabii..." Yılmaz gerçekten süperdi. Ancak yabancı konuklar neden düşünülmemişti merak ediyorum. Hiç yoktan kulaklık dağıtılıp, İngilizceye çevrilemez miydi? Hepsi yarım saat boyunca boş boş baktı ya da yanındakine tercüme ettirdi. Oldu mu? Olmadı! İlk gece böyle sonlandı. Şimdi sırada 'Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu'nun basın toplantısı, Sibel Kekilli ve Birol Ünel, bizi bekleyen bir sürü film ve partiler var. Eh onlar da bir dahaki yazıya.
|
