|
|
Kuzey Irak olmadı kısmetse İran olur
New York.
Başbakan Erdoğan 1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirmiş ve "Keşke Kuzey Irak'ta olsaydık" demiş. Lübnan'a asker gönderme kararıyla safımızı net bir şekilde belirledik: Amerikan-İngiliz-İsrail İttifakı'nın yanındayız, en azından hükümet ve Meclis'teki grubunun kararı bu. Muhafazakâr basının büyük çoğunluğu bu karardan duyduğu rahatsızlığı satır aralarında açıkça dile getiriyor ama doğrudan kararı eleştirmekten nedense kaçınıyor. Kararın uzun vadeli etkilerini bekleyip göreceğiz. Bu arada Başbakan'ın eline yeni bir fırsat geçmek üzere. Çünkü Bush, bu kez İran'ı vurmaya hazırlanıyor. The New Yorker'ın ünlü muhabiri (Hani İsrail'in Kuzey Irak'ta Kürtlerle işbirliği yaptığını yazan, Ebu Garip'teki işkenceleri dünyaya duyuran) Seymour Hersh, Bush yönetiminin İran planları üzerine geniş bir haber yaptı. Bush yönetiminin yalanlamadığı bu habere göre, Amerika'nın asıl hedefi, nükleer bombayı bahane ederek İran'ı bombalamak ve ülkede bir rejim değişikliğini sağlamak. Seymour'un konuştuğu üst düzey kaynaklar, Bush'un bu konuda kendisinin kutsal bir görevi olduğuna inandığını ve kendisinden sonra gelecek başkanlarda böyle bir karar alma cesareti olmayacağını düşündüğü için seçim süresi bitmeden harekete geçmek istediğini anlatmış. Savunma Bakanlığı bu amaçla İran'a çok sayıda asker sokmuş. Askerlerin amacı hem yerel halk arasında destek olacak unsurları bulmak, hem de bir saldırı anında vurulacak hedeflerin listesini çıkarmak. Amerikalı askerlere bölgedeki Azeriler ve Kürtler bu konularda yardımcı oluyormuş. (PKK'nın devreye girdiği veya girmeye çalıştığı yer de burası. Barzani'nin Irak'ta oynadığı rolü PKK İran'da oynamak istiyor.) Bombardıman kararı çıkması halinde en az 400 hedef vurulacak. Vurulacak hedefler arasında nükleer tesis olduğuna inanılan merkezler kadar, askeri havaalanları, stratejik yollar ve köprüler var. Amerika açısından en önemli sıkıntı İran'ın nükleer araştırma tesislerini Rusların yardımıyla yeraltında inşa etmiş olması. Bush yönetimi bu sorunu da taktik nükleer bomba kullanarak aşmayı düşünüyor. Reagan yönetiminde Savunma Bakan Yardımcısı olarak görev yapan William Schneider'ın başkanlığındaki bir komisyon Ocak 2001'de hazırladığı bir raporda Amerika'nın artık bu silahları kullanması gerektiği kanaatine varmış zaten. İsrail'in Lübnan'da böyle bir hava saldırısının provasını yaptığı, Amerika'nın kentlere yönelik böyle bir bombardımanın sonuçlarını görmek istediği konuşulup yazılıyor buralarda. Misket bombaları ve akıllı bombalar dahil, tüm saldırı silahlarının Amerika'dan geldiği düşünüldüğünde bu senaryo insana çok da saçma gelmiyor. Özetle, Bush yönetimi bölgedeki petrolün gelecek 10 yılını denetim altına almak için "demokrasi" şemsiyesi altında Ortadoğu'ya kan ve terör getirmeye devam edecek gibi görünüyor. O yüzden Başbakan üzülmesin, hükümete daha asker göndereceği birçok fırsat çıkacak gibi.
|