Silahlı kuvvetler!
"Bölgesel bir güç olmak istiyorsak Lübnan'a asker göndermeliyiz" tezine ben de katılıyorum! Nitekim, BM şapkası altında, yani "uluslararası silahlı kuvvetler" in içinde Lübnan'a asker gönderecek ülkelerin hemen hepsi de mutlaka aynı şeyi düşünüyordur: Özellikle Brunei Sultanlığı. Malezya. Ve Endonezya. Finlandiya'nın bu bölgede "bölgesel güç" olma isteğinden zaten uzun zamandır kuşkulanıyordum. Ne o öyle, her cebe bir dıdıdıt nokia filan. Dünya zaten Çinliler ile Finliler tarafından sıkıştırılıyor. Milyarlarca Finli, ille de "bölgesel güç" olmak istiyor. O yüzden büyük ve yenilmez Fin ordusunun askerleri "Ecel gelmiş cihane, Hizbullah filan bahane" diye Ortadoğu'yu adeta basacak. Dikkatli olalım! İçimde zaten bir kurt var. Hayır, siz değilsiniz aziz kardeşim, öyle küçük kurtçuk, yavrukurt diyelim. Brunei Sultanı ile Finlilerin birlikte hinlik yapmaları da mümkün. Birinde para var, ötekinde kontör. Tabii, "bölgesel güç olmak üzere" asker göndermeyi düşünen diğerleri de vahim. Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz mesela. Bu kadim Ortadoğu ülkeleri, ki Fransa hakikaten azmıştı biliyorsunuz, haybeye asker göndermiyor. Tarih bilmiyorsanız, bir ders kitabı açın. Bakınız bakalım, "Haçlı Seferleri" nin Katolik neferleri esas hangi memleketlerden derlenmiş. Bir bakın, bakın hele. Müslüman Zidane Katolik Materazzi' ye o kafayı boşuna mı atmıştı? Ve Müslüman olmuş Anelka' nın topa ayağını değdirmemesinin sebebini az düşünün. Zico, "Beyaz Pele" öyle mi! Neden siyah değil ve neden burada ve niçin Portekizce konuşuyor? Portekiz'in bölgesel güç olma hevesiyle bağlantısı ne? Bir de Avustralya var, "Ortadoğu'da bölgesel güç olmak için asker gönderecek". Ki bu çok normal, çünkü Ortadoğu'nun tam ortasında, bilemedin az doğusunda bir adakıta. Bu kaçıncı denemeleri, buralarda bölgesel güç olmak üzere. Anzaklar'ı hatırlayın. Çanakkale'yi geçemediler ve şimdi Beyrut tarikiyle yine deniyorlar, bölgesel güç olma hayallerini gerçekleştirmeyi. Beyrut, sonra Hatay, oradan Gelibolu! Bir Hıristiyan Ortadoğu ülkesi olarak Avustralya'nın, yine bölgesel güç olmak için asker gönderen iki Müslüman Ortadoğu ülkesi Endonezya ve Malezya ile de çekişmesi beklenir. Yani dünya haritasının ve kuraların azizliği bu. Avustralya'nın en büyük şansı, Hiddink' in çalıştırması. Çünkü bizi de iyi tanıyor. Yani, gördüğünüz gibi, "Lübnan'a asker göndererek bölgesel güç olmak üzere", Malezya, Endonezya, Brunei, Avustralya, İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz, Finlandiya gibi "Bölge ülkeleri" ile çekişeceğiz. Lakin, bir sorun var: Bunların hiçbiri bölge ülkesi değil!
Alakası yok ama enteresan geldi. Sezar'ın hakkı Sezar'a. İsrail parlamentosu, "savaşın hesabı"nı soruyor. Başbakan'a ve de Silahlı Kuvvetler'e. Tamam, belki "Bu savaşı neden çıkardınız? Neden o kadar sivilin ölümüne, o kadar insanın göçüne, onca binanın, köprünün, hayati tesisin yıkımına sebep oldunuz?" gibi insani, vicdani bir sorgulama değil de, "Bu savaşı neden kazanamadınız? Neden yanlış yürüttünüz? Neden sonuç alamadınız?" diye daha vahşi ve teknik bir sorgulama. Ama hesap soruyorlar işte! Siz, Ortadoğu'da herhangi bir demokraside yahut "bölgesel güç olma heveslisi" nde, parlamentonun Silahlı Kuvvetler'e başarısızlıkların yahut yanlışların hesabını sorduğunu gördünüz mü? Ne bileyim, mesela Brunei'de, Finlandiya'da, Avustralya'da, Endonezya'da filan! O Ortadoğu demokrasilerinde yargı bile yargılayamıyor be!
|