Kamyoncu lokantaları 3 ve son
Kamyoncu lokantasının bulunduğu tesisin girişinde tabela yoktur. Dinlenme tesisi yazmaz. Lokantanın adına da çoğunlukla rastlayamazsın. Menü de bulunmaz. Mutfağa doğru yönelip buğulu camların ardındaki tezgahtan kendin seçersin.Yemeğin bayatlamaya zaten ömrü yetmez de ocaktan az önce inmişi sanki canlı balık gibidir. Parıldar, göz kırpar, 'gel beni ye' der. Pilav bile bittikçe yeniden pişer. Herşey dahil tatil köylerinin açık büfesiyle karıştırma. Burada malzeme de buzdolabı, soğukhava deposu görmez, yemek de. Herşeyin yerel olmasına özel gayret sarf edilir. Kızılcahamam civarında temmuzun 15'inden önce kelle tandır arama. Kuzular kesime 15'inden sonra gelir. Taze fasulye, patlıcan, domates ağustosa doğru çıkar. Bu sene biraz daha gecikecek gibi. Ama yayla malı. Kamyoncu taşıdığı malın iyisinden anlar, lokantacı da sattığının . Sevdiği ustaya bir çuval, bir kasa atarda geçer. Lokantalarda ISO E-5 standardını yakalayan pilavdır. Et suyu ile pişecek, tane tane dökülecek ve yağı tam karar olacaktır . Yani tabağın dibinde birikmeyecek, ancak çatala sıkıştırdığın her bir pirinç tanesini ışıl ışıl parlatmaya da yetecektir. Çorbalardan mercimek her daim bulunur. Şöyle soğanı kavururken hafifçe yaktın mı, pazar ilavesinde gurme yazarları buna 'karamelize etmek' derler, bol et suyuna, insanın içini ısıtır. Tarhanayı, yayla çorbayı şaşırıpta sorma. Zaten evde ne içiyoruz ki? İşkembe, kelle paça dönüşümlü çıkar. Biri varsa öteki yoktur. İkiside terbiyelidir. Ekmeğe katık olacak. Kuru fasulye, nohut bol suludur. Kuru fasulye yemeğine, İç Anadolu'da kurufasulye çorbası da denir.Taneleri biraz diri olur . Et suyu bulamazsan salçaya kuvvet verirsinki, tadını bozar. Tavuk ta arama. O da evde yenir. Hele balık; fantezi yapmayalım, daha gidecek uzun yolumuz var. Kamyoncunun eti kuzudur. Aşağı Ege ve Akdeniz'de oğlak ve çebiş (genç erkek keçi) de kullanılır. Kavurmanın iyisine lezzetini veren etin kaburga kısmıdır. Tadı aynen annemizin Kurban Bayramlarında yaptığına benzer. Yağı donmaz, ekmeği bandı mı taze kekiğin kokusunu alırsın . Haşlama ve ciğer yahniyi es geçmeyelim. Limonu sıktın mı birinde lezzetin zarafetini yakalarsın, ötekine pul biberi bastın mı yakın dağlar düz olur. Dana eti kışın piyasaya çıkar. Etli patates sebze niyetine yenir. Salçalı köfte de kış yemeğidir. Sebzelerden taze fasulye ve patlıcan başımızın tacıdır. Yalnız, patlıcanı musakka değil oturtma yapanı tercih edeceksin. Kabak mı? Güvece bile konmaz. Laila'ya Reina'ya yanık ten, jöleli saç göstermeye gitmiyoruz. İşimiz direksiyon sallamak. Ege yöresi sebzeyi sever. Mevsiminde börülce, bamya bulursan kaçırma. Çine, Yatağan arasında bir iki mekan kaldı galiba. Afyon ve yakın çevresinin pidesi meşhurdur. Sucuklu yumurtayı da unutmayalım . Ev hasreti giderir. Yemeğin yanında turşu ve ayran da gelir. Tansiyonu olan arkadaşlar kendini fazla kaptırmasın. İllaki tatlı yiyeceksen sütlaç fırından yeni çıktı. Kabak tatlısı da mevsiminde yapılır. Aşure hevesini Muharrem ayına sakla. Evde hanım kaynatır. Hesap? Hesaplar benden. Not: Bir de Karadeniz'in dağ yamaçlarına direkler üzerine oturtulmuş, tomruk çeken kamyoncuların uğrağı, çayı doyumsuz lokantalarının karalahana çorbası vardır ki unutmayayım da bir gün anlatayım diye buraya kayıt düştüm.
|