Deniz Akkaya meğer başlık parası istemiş
Sadece 24 saattir dokunmadığım bilgisayarımı sabaha karşı açtım. Meğer Deniz Akaya yazısı yüzünden mesaj bombardımana uğramışım da haberim yok. Haklarını yemek istemediğim bir avuç okuyucu sağduyulu davranıp bana destek vermişler. Demişler ki: "Hayat tarzını, yaptıklarını, söylediklerini beğenmeyebiliriz ama ne olursa olsun Deniz Akkaya'ya Mehmet Yıldırım tarafından edilen 'O 300 bin dolar etmez' cümlesi çok büyük bir saygısızlıktır." Ya gerisi? Öncelikle şunu söylemeliyim sevgili Deniz, ağlamakta çok haklısın, çünkü seni yerden yere vuranların çoğu kadınlar. Kadın kadına bu kadar kötü söz söyler mi? Yayınlayamayacağım hatta cevap bile vermeyeceğim kadar acımasız mailler okudum. Çoğu okur Deniz Akkaya'nın bir radyo programına katıldığını hatırlatmış. İddiaya göre Akkaya, programda canlı olarak "Beni almak isteseniz kaç para başlık verirsiniz" diye sormuş ve açık artırma yapılmış. "O gün kendi kendisine değer biçen, şimdi niye alınıyor?" diye soruyor okuyucular. Bilmiyorum. O güne şahit olsam eleştirirdim. Ama bugün, siz kusura bakmayın ama, ben koskoca bir ticaret odası başkanının çıkıp da Türkiye'nin en başarılı mankenlerinden birine bu lafları söylemesine kadın olarak bozuluyorum. Bırakın en başarılı manken olmasını, hayatını bu işten kazanmayan herhangi bir kadına "Kaç para edersin" tarzındaki yaklaşımı son derece seviyesizce buluyorum. Bu sadece Deniz mevzusu da değil. Aşkı, sevgiyi, seksi öylesine basite indirgedik ki... Her gün yeni bir seks kasetini konuşur olduk. Sizin de mideniz bulanmıyor mu? Kasetin varlığından bahsetmiyorum. Paylaşılan özel anları şantaj unsuru olarak görmekten bahsediyorum. Her şey "Kaç para edersin" zihniyetinden kaynaklanıyor, inanın. İş başlık parasını eleştirmekle bitmiyor. İş karşınızdakini nasıl gördüğünüzle alakalı. Kadın, erkek fark etmez.
|