|
|
Kurtarılacak kaç Er Ryan var?
GÜNLERDİR bir polemiğe şahit oluyoruz. Telefonda oğlunun şehit olduğu haberini alan babanın kalp krizi geçirip, hayatını kaybetmesi üzerine "Şehit haberi nasıl verilmeli?" konulu yorumlar birbirini izliyor. Kimi, haberin tek kaynağının kışla olmadığını, askeriyeden gelmese de televizyondan, radyodan duyulabileceğini savunurken, kimileri de şehit haberlerinin sansürlenmesini, şehidin ailesi haberdar olduktan sonra medya tarafından kullanılmasını istiyor. Haberi ilk duyduğumda aklıma ünlü "Er Ryan'ı Kurtarmak" filmi geldi. İkinci Dünya Savaşı'nda Amerikalı annelerin kalbi, ambulans eşliğinde mahalleye gelen nefti yeşil, arkası kambur askeri araçları görünce delice çarpmaya başlardı. Çünkü onlar hiçbir zaman iyi haber getirmezlerdi. Bir annenin cephede sağ kalabilen tek oğlunu geri getirebilmek için bir grup askerin verdiği fedakarca çabayı anlatan Er Ryan'ı Kurtarmak, en kanlı muharebelerin orta yerinde olunsa bile, tek bir insanın hayatına verilen değer ve önemin altını çizen, savaş karşıtı bir yapımdı. Gözümün önünden filmin kareleri geçerken, ihmal edilen gerçeğin farkına vardım. Asıl tartışmamız gereken, şehitlerin ailelerine o haberleri nasıl vereceğimiz değil, bu haberlerin giderek "çoğalmasını" nasıl önleyeceğimizdi. Zira kuşların kanadında bile artık mektup yazacak yer kalmamıştı!..
|