|
|
Gündüz işadamıyım geceleri ise UFO'cu
Çocukluk yıllarından beri bilinmeyene karşı büyük bir merak duyan Osman Nuri Sözkesen, üç yıl sonra dolmuşla uzayı keşfe çıkmaya hazırlanıyor. Denizlili tekstilci, evrenin ne kadar büyük, dünyanın ise ne kadar küçük olduğunu gözleriyle görmek istiyor.
Yaklaşık üç yıl sonra ilk seferini yapacak olan 'uzay dolmuşu' için sıraya giren ve "İlk Türk uzay turisti ben olacağım" diyen Denizlili tekstilci Osman Nuri Sözkesen, gündemden inmiyor. Yaklaşık bir ay önce SABAH'a manşet olan UFO tutkunu işadamı, artık Türkiye'nin en popüler kişileri arasında yer alıyor. Denizli'de dünyanın 4'üncü UFO Müzesi'ni kuran maceraperest Nuri Bey, elektromanyetik dalgalara karşı korumalı özel geliştirilmiş kumaşla uzay giysileri de tasarlıyor.
'ARTIK HOŞUMA GİDİYOR' "İnsanlar artık benden imzalı fotoğraf istemeye başladı" diyen Osman Nuri Sözkesen'le; UFO merakı ve uzay yolculuğu üzerine konuştuk. İşte, kendisini 'Gündüz işadamı gece UFO'cu' diye tanımlayan Özkesen'in bilinmeyen dünyası:
* Adınız 'UFO'cu işadamı'na çıktı. Ciddi bir sanayici, tekstilci ve ihracatçısınız. Bu şekilde anılmak hoşunuza gidiyor mu? Bu yıllardan beri bana yakıştırılan bir lakap haline geldi, ben de kabullendim. Açıkçası şimdi hoşuma da gidiyor. Zaten ilk söylendiği günden beri hiç negatif bakmadım bu tanıma. Çünkü gerçek bir şeydi! Ben gerçekten de UFO'cu bir işadayım. 10 yıl önce halkımızın bu konuyla ilgili aydınlanma seviyesi şimdiki gibi değildi. Sözkesen gibi ciddi bir işadamının uçuk bir konuyla ilgileniyor olması şaşırtıcı geldi galiba. Bana söylenmese bile bakışlardan 'keşke uzayla ilgilenmeseydi' gibi yorumlar yapıldığını hissettim.
'BİRDEN DÜNYAM DEĞİŞTİ' * Kendi halinizde bir işadamıydınız. Uzay turisti olma girişiminizle birden bire ünlü oldunuz. Yaşamınızda neler değişti? Bende değişen hiçbir şey olmadı açıkçası. Çünkü bu girişimin ardında derin bir felsefi görüş ve yıllardan beri bu konuya büyük emek vermemiz, pişmemiz yatıyordu. Bu yaşanan dün patlayan bir olay değil. Biz açıkçası yıllardan beri bu işin hamallığını yapan kişiyiz. Uzay konusunun güncel hale gelmesi beni mutlu ediyor ama ayaklarımı yerden kesmiyor. Yine merkezimizde kalmaya devam ediyoruz. Ama günlerimiz çok hareketli geçiyor. Uzay yolculuğu başvurumuzun medyaya yansımış olması, tahmin etmediğimiz bir ilgi gördü. Oysa bu bizim için sıradan bir faaliyetti. Biz faaliyetlerimizi hiçbir şey beklemeden, gönülden yapıyoruz. Karşıdan da bu konu çok beğenilsin diye beklentimiz yok. Ama nedense bu en son uzay yolculuğu müracaatı bir anda bomba gibi patladı. Bundan dolayı da dünyam değişti!
* Nerden çıktı bu merak? Ne oldu da Nuri Sözkesen UFO'lara ilgi duymaya başladı? Küçüklüğümden beri bilinmeyene aşırı bir merakım var. Bu bilinmeyen üniversite ihtisas döneminden sonra; dünya dışı bilinmeyene doğru şekil değiştirdi. 85 yılında, ulusal bir gazete ek olarak her çarşamba bilinmeyen dergisi çıkarırdı. Ben her çarşamba gazete bayiine gider, kahvaltımı yapmadan önce eki okurdum. Yani bu derece bilinmeye merakım vardı. Uluslararası işletme, özellikle Japon işletmecilik ihtisasımı yaptıktan sonra, mükemmel işletmeciliğin dünyada olmadığını görüp; "olsa olsa evrende vardır" tezinden yola çıkarak, aramaya koyuldum. İşte bu arayış sürecinde karşıma uzaylılar çıktı. Benim mükemmel işletmecilik arayışım da böylece dünya dışına taştı.
* UFO dernekleriyle bağlantınız nasıl oluştu? 1998 yılında Sirius UFO Uzay Bilimleri Merkezi ile tanışma fırsatım oldu. O günden bu yana da oradaki arkadaşlarla bu misyona hizmet ediyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinde UFO dernekleri var, onlarla işbirliği yapıyoruz. Bu çok da güzel bir süreç. Çünkü işin içinde çok sayıda bilimadamı, askeri yetkili var. Savunma Bakanlığı'ndan insanlar, hatta emekli olmuş CIA ajanları var. Yani çok renkli, çok güzel bir ortam.
'SIRAMIZI BEKLEYECEĞİZ' * Uzay bilimleri ve UFO'larla uğraşırken, işinizi ihmal ediyor musunuz? Peygamberimizin sözünü hiçbir zaman unutmam; "Madem dünyada doğdunuz, dünyalı olduğunuzu da unutmayın" der. Dolayısıyla misyonunuzun yarısı dünyalıktır. Bende aynı şeyi yapmaya çalışıyorum. 24 saatimin yarısı dünya işiyle, akşam 18.00'den sonra da dünya dışı işlerle geçiyor. Yani gündüz işadamı, akşam UFO'cuyum.
* Uzay yolculuğu için şansınız ne kadar? Bu müracaatı yapan ilk Türk olarak gözüküyoruz. Sıramızı bekleyeceğiz. 'İlk ben gideyim' diye bir iddiam yok. Virgin Galactic şirketi "2009 yılının başında 8 kişilik uçaklarla seferleri başlatacağız" diyor. Tabii bu seferlerin ne sıklıkla yapılacağını bilmiyoruz. Yani ayda bir mi, hafta da bir mi? 50 ile 60 kişilik bir müracaat var. Ama 2009 yılı içinde bize sıra gelir diye düşünüyorum.
'GÖNÜL RIZASI İLE YAPTIK' * UFO'culuk size ne kazandırdı? Şu ana kadar hep bizden gitti. Maddi, manevi, emek olarak, zaman olarak çok şey harcadık. Ancak bunda biz hiçbir karşılık beklemedik. Makro olarak baktığınız vakit, kayıp diye bir şey söz konusu değil. Biz bunu gönül rızası olarak yaptık. Maddi olarak kazancımız olmadı ama manevi olarak çok şey kazandık. Dünya, evren, insanlık görüşümüz, olaylara bakışımız değişti. Çok daha pozitif, yapıcı, ayrılıkçı olmayan sevgi dolu, barış dolu içerikli bir hayatın savucusu haline geldik.
* UFO'lara ilginizi markaya çevirme fikri nasıl oluştu? Kendiliğinden oluştu. UFO Müzesi'nde şapka, fincan gibi hediyelik eşyalar satılıyordu. Ziyaretçiler tekstilci olduğumuzu öğrenince havlu ve bornoz talep ettiler. İlk kıvılcım böyle başladı. İtici güç ziyaretçiler oldu. Önce havlusunu yaptık, sonra da küçüklere yönelik yatak örtüleri, battaniyeler, tişörtler çıktı.
* Uzay yolculuğu için bavul hazırlarken birçok ayrıntıyı düşünmüşsünüz ama diş fırçası koymamışsınız! Bunun özel bir nedeni var mı? Üç yıl sonra nasip olur da gidersek, orada bize ne ikram edecekler bilmiyorum. Belki sadece sıvı verecekler, belki de sadece hap. Belki diş fırçasına ihtiyaç bile olmayacak. Ama valizimde; Türk bayrağı, Atatürk posteri, horoz ve uzay pijaması olmazsa olmaz! Aslında horozun canlısını götürebilmek isterim. Gerekirse maliyetini de karşılarım.
MUSTAFA KAYA MERKEZ
|